"İlk İslam toplumunun oluşumu" üzerine

Bir önceki yazımda bugünlerde KURAMER'in üç önemli kitap yayımladığını duyurmuştum. Bunlardan bugün bahsedeceğim kitap Medine'de İslam Toplumunun Oluşumu başlığını taşıyor. Eser üç bölümden meydana gelmektedir ve bu bölümler, üçü de bu alanın uzmanı olan Prof. Dr. Mustafa Fayda, Prof. Dr. İsrafil Balcı ve Prof. Dr. Rıza Savaş hocalarımız tarafından kaleme alınmıştır.

Bize öğretilen kalıplaşmış bilgilere göre Sahabe-i Kiram'ın hepsi gönülden inanarak Müslüman olmuşlardır. Onlar "Asr-ı saadet" insanlarıdır; din konusunda asla dünya hesapları yapmamışlardır.
Epeyce bir zamandan beri şu anlamda bazı mülahazalar hep kafama takılmıştır:

"Hz. Peygamber, 610'ların başında kendisine ilk vahyin gelmesinden itibaren Mekke'de ve hicreti takiben Medine'de yaklaşık 20 yıl boyunca gidebildiği her yerde, her şartta, ulaşabildiği herkese ayetleri duyurdu, dinini anlattı. Çevresindeki müminler de sonuna kadar kendisine destek oldular. Fakat başta Mekke müşrikleri olmak üzere Medine dışındaki Arap kabilelerinin tamamına yakını inanmamakta direndiler; hatta çokları Mekkelilerle birlik olup Hz. Peygamber'e karşı savaştılar; onu ve İslam'ı öldürmeye çalıştılar. Neden Müslümanlaşma 20 yıl boyunca bireysel düzeyde kalırken Mekke'nin fetihten sonra Arap kabileleri Hz. Peygamber'e heyetler gönderip kitleler halinde Müslüman oldular İnanma kalp ve ikna işidir. Fetih öncesi ile sonrası arasında ne değişti de 2,5 yılda neredeyse bütün Araplar, tarihlerinde ilk defa, tek bayrak altında birleşip bir siyasi yapı oluşturdular

Çok da bilgiye dayanmadan şöyle bir kanaate vardım: O zamanın Arapları kabileciydi, kabile reisleri de zeki insanlardı. Kâbe ve ticaret sayesinde Kureyşliler'i çok iyi tanıyor ve kendilerinden daha akıllı olduklarını düşünüyorlardı. Onun için neredeyse tüm Arap kabileleri Kureyş'i gözetlediler. Mekke fethedilip Kureyş teslim olunca bu kavganın Peygamber ve İslam lehine bittiğini gördüler ve kitleler halinde gelip "İslam"ı, yani "teslimiyet"i kabul ettiler. Hz. Peygamber de böyle bir göstermelik İslam oluşu yeterli gördü; çünkü bunun zamanla dürüst ve samimi imana dönüşeceğini biliyordu.

Mustafa Fayda hocamın anılan eserde (s. 6), İbn Hişâm'ın meşhur Siyer kitabı vasıtasıyla ilk Siyer müellifi İbn İshak'tan aktardığı ağıdaki bilgiyi okuyunca "Tam aradığımı buldum" diye sevindim:

"Araplar, İslâmiyet konusunda Kureyş kabilesi ile Resûlullah arasındaki mücadeleyi gözleyip duruyorlardı. Çünkü Kureyş kabilesi insanların önder ve kılavuzları olmaları yanında, el-Beytü'l-Harâm sâkinleri, İbrâhim'in oğlu İsmâil'in (a.s.) halis çocukları idiler Mekke'nin fethedilip İslâm hâkimiyetine girmesiyle Kureyş fiilen ve nihai olarak ona boyun eğince Araplar Resûlullah'a karşı savaşa ve düşmanlığa güç yetiremeyeceklerini anladılar ve dalgalar halinde Allah'ın dinine girdiler."

Medine'de İslam Toplumunun Oluşumu