Matbaa Osmanlı'ya neden geç gelmişti

Geçen Cuma Üsküdar'da Sahaflar Çarşısı açılınca yolumu düşürüp dükkânları ziyaret ettim. Tabii her girdiğim dükkândan en az bir kitap satın almayı ihmal etmedim. Bunlar içerisinde nice demdir kütüphaneme katmayı düşünüp de fırsat bulamadığım biri vardı ki, kaynakçasını karıştırınca yıllar önce yazdığım dört makaleye atıfta bulunduğunu gördüm. Orlin Sabev'in İbrahim Müteferrika ya da İlk Osmanlı Matbaa Serüveni adlı kitabı belki bir asırdır dillere peleseng edilen matbaa takıntısını soğukkanlılıkla düzeltiyordu. Bu ilginç kitap vesilesiyle yıllar önce bu tartışmalı meseleyi ele alan araştırmalarımdan birini özetleyerek buraya alıyorum. (Meraklısı geniş halini Osmanlı: İnsanlığın Son Adası adlı kitabımda bulabilir.) Ne zaman "Niçin geri kaldık" sorusunu sorsak ilk aklımıza gelen gerekçelerden birisinin "matbaa" olmasına şaşırmak gerekir mi Pek çok eski-yeni isim, matbaanın din adamları veya ulema yüzünden geç geldiğini, Türkiye'de ilk Türkçe matbaa kurulurken din adamlarının tepkisiyle karşılaştığını, ulemanın ancak dinî kitaplar dışındaki yayınlara izin verdiğini, Patrona Halil isyanı (1730) sırasında yeniliğe düşman grupların harekete geçerek matbaayı tahrip ettiklerini, dolayısıyla mevcut geriliğimizin