ABD gözüyle Putin ve Mustafa Kemal

Sizi bilmem ama benim için Yalçın Küçük'ün kitaplarını okumak yeni serüvenlere yelken açmak gibidir. Katılmadığım fikirleri katıldıklarımdan çoktur ama uzak olduklarımda bile büyük bir emek ve zekâ pırıltısı görmenin tadına varmak bambaşkadır. İşte 2002 tarihli Şebeke adlı kitabının "Amerika'nın Atatürk'ü" başlıklı bölümünde 20 yıl önce yatıp kalkıp tartıştığımız "Medeniyetler Çatışması"na katkısı olan Zbigniev Brzezinski'nin "Rusya ile Yaşamak" başlıklı makalesine dikkatimizi çekiyor (The National Interest, Eylül 2000). 2017 yılında ölen ABD'li stratejist Brzezinski bu makalesinde Rusya'nın hiç de kolay lokma olmadığını anlatıyor, "sakın Rusya'yı hafife almayın!" uyarısını yapıyordu Batı dünyasına. Rusya'ya diz çökertmenin Batı perspektifinden zannedildiği kadar basit bir mesele olmadığını söylüyor, adeta son Ukrayna savaşına kadar uzanacak bir dizi gelişmeyi o tarihte öngörüyordu. Brzezinski daha önce kaleme aldığı Büyük Satranç Tahtası adlı kitabında Ukrayna'nın Rusya için arz ettiği siyasî, dinî, etnik ve jeostratejik önemi üzerine basa basa vurgulamış, "Bağımsız bir Ukrayna devletinin ortaya çıkışı yalnızca tüm Rusları kendi siyasal ve etnik kimliklerinin karakterini yeniden düşünmeye itmekle kalmadı, aynı zamanda bu, Rus devleti için hayatî bir jeopolitik gerilemeyi temsil etti" diye yazmıştı. Ruslar için Ukrayna'yı kaybetmek Asya'ya kapanmak manasına gelecekti; nüfus ve coğrafya olarak Avrupa'dan uzaklaşmak manasına daha doğrusu. Ukrayna Savaşı'nı haklı görmesek de neden çıktığını bu çerçeveden bakınca anlayabiliriz Lakin asıl önemlisi, şair Puşkin'in 200 yıl önce yaptığı Rusya'nın "tamamlanmamış