Yalanla Saadet gemisi yürümez

Türkiye ilk defa bir seçim dönemine müziksiz, mitingsiz, konvoysuz bir atmosferde giriyor. 11 ilimizi ve 10 milyondan fazla insanımızı etkileyen deprem felaketi sebebiyle bu seçimlerde öne çıkan şey ideolojik tartışmalar yerine kimin yaraları sardığı, kimin hizmet için koştuğu olacak. CHP'nin yanına aldığı Saadet ve diğer sağ partiler eliyle yapmaya çalıştığı imaj tazeleme işi deprem gibi bir felaket karşısında boşa çıktı. Çünkü 40 gündür kimse var olduğu günden bu yana milletin değerleriyle kavga eden CHP'nin yanında kimin olduğuyla ilgilenmiyor. CHP'nin yapması gereken şey yönettiği 11'i büyükşehir olmak üzere 21 il, 191 ilçe ve 51 belde belediyesi vasıtasıyla felaket bölgelerinde fırtına gibi esmekti. Depremin ikinci günü "bu iktidarla dayanışmayacağım" diyen Kılıçdaroğlu'ndan, bu sözleri sarf ettikten sonra milletin beklediği şey ülke genelinde 263 belediye ile neredeyse dört yıldır yerel yönetimlerde var olan iktidarını harekete geçirmesiydi. Fakat olmadı. Bırakın İstanbul, Ankara ve İzmir gibi devasa bütçeli belediyeleri, depremin yanı başındaki CHP'li Mersin ve Adana Belediyeleri dahi deprem bölgelerinde kendi güçlerinin çok altında hizmet yaptılar. Oysa Ak Partili belediyeler olağanüstü bir seferberlik ruhu ve disiplinle hareket ediyorlar. Kahramanmaraş'ta 56, Hatay'da 94, Adıyaman'da 53, Malatya'da 31, Diyarbakır'da 4, Gaziantep'te 4, Osmaniye'de 8 olmak üzere Türkiye'nin tamamından bölgeye koşan Ak Partili 250 belediye gece gündüz çalışıyor. Konteyner kentler, çarşılar kuruyor, aşevlerinde her gün milyonlarca kişilik yemekler yapıyor, şehirlerin alt yapısını yeniden inşa ediyor, çöpleri toplayıp, Ağrı dağı büyüklüğündeki milyonlarca ton enkazı kaldırmaya çalışıyorlar. Üstelik bunların hiçbiri bir seçim yatırımı değil. Tıpkı daha önce yaşadığımız felaketlerde Ak Partili belediyeler ne yaptılarsa, şimdi de onu yapıyorlar. Bu yüzden bölgede evleri yıkılan insanlar "Yüz binlerce konutu ancak Erdoğan yapar, 6'lı koalisyon iktidara gelirse yıllarca sokakta kalırız" diyorlar. Bu sözler boşuna sarf edilmiş değil. CHP'nin hiç olmazsa seçime iki aydan az kaldığı bir dönemde bunu hesap etmesi gerekirdi. Hizmet götüremediği gibi algı peşine düştü. Kılıçdaroğlu binden fazla konteynerin tamamen kül olduğu İskenderun'daki yangının İstanbul İtfaiyesi'nin 1 adet hortumu sayesinde söndürüldüğünü söyleyebildi. Oysa onlarca belediyenin