Ya rengimizden hoşlanmazlar, ya dilimizden sanırdım. Öyle ya, beyaz değildik hiçbirimiz onlar kadar. Bu yüzden müzmin bir hastalığa benzeyen "Erdoğan düşmanlığı"nın tedavisinin mümkün olmadığını anlamıştık zaman içinde. Lakin düşman olmak için renge bakmıyorlarmış. Biraz başını kaldırıp "ne oluyor yahu" demeye görsün mahalleden birileri, üzerine sifon çekilmesi gereken pislik seviyesine düşebiliyormuş aniden. Öyle korkunç, öyle acımasızlar ki, insan, "bütün tekkeleri, dergahları, Kur'an kurslarının üstünden buldozerle geçeceğim" diyen adama bile merhamet duyabiliyor. Hayır, hiçbiri eğitimsiz değil. Konservatuarlar, enstitüler, yurtdışında masterlar havada uçuşuyor. Fakat bu kadar küfürbaz, bu kadar hoyrat olmak için bunca emeğe gerek var mıydı Bir televizyon dizisinde "uğradığı yere bir karabasan gibi çöken fitneci teyze" karakterini canlandıran Gonca Vuslateri, Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmediği için onu beğendiği günlerine bela okuyor. Meğer rol yapmıyormuş. Bu bela okuma seansları ilginç bir seviye olacak ki, İsmail Saymaz "kaybetsek de, kazansak da İnce'yi affetmeyeceğiz" diyor. Sokağa çıkamaz hale getireceklermiş. Kılıçdaroğlu aday olmasın diye kırk takla atan Fazıl Say da adaylık kesinleşince öfke rotasını İnce'ye çevirenlerden. "Bir hayvanat bahçesindeki goril bile 100 bin imza toplayabilir" diyor Say, hakaretlerinden bir geçit töreni yaptığı paylaşımında. Vuslateri gibi "kendisini meşhur eden karakterin" bir kopyasına dönüşen Şahan Gökbakar, İnce'ye imza vermeye giden şalvarlı yazmalı kadınların videosunu paylaşıp, kendince dalga geçti. Yetmedi, "siyasi mesaj yok" diyerek goril videosu paylaştı. CHP'nin parti sözcüsünden daha çok konuşan Athena Gökhan'a göre ise İnce "bir proje" ve Atatürk'ün çocukları kendisine oy vermeyecek! Tehdit etmekte kıyasıya bir yarış var. İnce'ye oy verenler Atatürkçülük listesinden silinip "bela okunacak listeye" yazılırken; HDP'li yoldaşları Ahmet Türk de Kürtleri tehdit