Kızım

Bir adamın kızı olması nasıl bir histir Ben anlatayım: Bir kere özlemdir, hasrettir, sevgidir, tatlılıktır, paylaşmaktır, yaşama tutunma nedenlerinden biridir. Bu, baba olmakla eşanlamlıdır ya. Ben bir kız babasıyım. Kızım uzaklarda, ben buradayım. Hasreti buram buram tüter içimde. Şu görüntülü telefonlar olmasaydı çok sıkıntılıydı durumum. Uzun süre sık sık telefonlaşarak hasret giderdik. Sonra bir gün benim için en kötü haber olan, kızımın meme kanseri olduğu çıktı ortaya. O bana bunu çok yumuşak bir biçimde, "Babacığım sakın üzülme, ben birazcık meme kanseri olmuşum ama çaresi var biliyorsun" diye duyurmuştu. Deliriyorum sanmıştım. Eskiler: "Seveceksen oğlan çocuğu sev, kız çocuk zaten kendini sevdirir" demiş. Doğrudur. Oğlum olmadığı için kesin bir yargıda bulunmayayım ama kız çocuk farklı. Yaşamımda iki kadının çok önemli çizgileri var: Karım ve kızım. br data-mce-bogus"1"

KAZABLANKAbr data-mce-bogus"1"

Durup dururken nereden aklıma geldi bu şehir Siz belki "Kazablanka" filmini anlatacağımı sandınız. Ben o şehri anlatacağım. Ayrıca o ünlü filmden de kısaca söz edeyim. Savaş yıllarında çekildiği için, biraz ucuz bütçeli olsun demiş yapımcılar. Siyah beyaz film. Öyle büyük iş yapmıştı ki yapımcılar da şaşırmış. Humphrey Bogard başroldeydi. Hampiri olarak okunduğundan biz de ona mahalle kültüründe "Yampiri Bogart" derdik.

1971 yılıydı. Gemiyle tura çıkmıştım. Fas'a uğradı gemi. İnerken anons yapıldı. "Sayın yolcularımız, çantalarınıza ve mücevherlerinize dikkat etmeniz rica olunur. Çünkü Kazablanka'nın Kasbah Mahallesi'ni gezeceğiz."

Portekizliler kurmuş bu şehri. Adı "Beyaz Ev" demek. Sonradan Arap halkı kendi dilinde "Darül Beyza" olarak söylemiş. Ama dünya Kazablanka olarak biliyor. Hemen kuzeyinde kalan Fes şehri bize yabancı değildir. Çünkü ülkemize ilk fes oradan gelmiştir. Durup dururken aklıma geldi ama beni aldı ta o yıllara götürdü. Daldan dala atladık yine.

'ŞİİR'br data-mce-bogus"1"

KIZIM UZAKTA

SIZIM İÇİMDE.

SIRRI SÜREYYAbr data-mce-bogus"1"

Bir milletvekili TBMM'de Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder'e acayip bir soru sordu. Daha doğrusu ona sorulmaması gereken bir soru. Önder: "Sözüm meclisten dışarı, sizi kastetmiyorum ama aklıma geldi" dedi. "DAVACININ AHMAĞI, DERDİNİ MÜBAŞİRE ANLATIRMIŞ." ...Ana haberde bunu izleyince, eşim Leyla ile bizi fena halde gülme tuttu. Gülmemiz dinmiyor... Aradım Sırrı Süreyya'yı, bir de beraber güldük... Her meclise bir Sırrı Süreyya gerek. Çünkü bize gülmeyi bile unutturdular...