Muhittin Ataman

Sabah

Türkiye'nin Gazze Politikası

7 Ekim tarihinde Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının İsrail'in askeri hedeflerine yönelik düzenlediği operasyona tepki olarak İsrail'in başlattığı saldırılar kısa süre içerisinde her türlü savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırımın işlendiği bir sürece evrildi. Altı ayı aşkın bir süredir bütün dünyanın gözü önünde modern tari

Gazze Soykırımı Görünmez mi Oldu

Yaklaşık altı aydır Filistin topraklarında masum Filistinli insanlara yönelik tarihin ender görebileceği bir vahşetle ve bütün dünyanın gözü önünde korkunç bir soykırım uygulanmaktadır. Zalim Siyonistler ve Batılı destekçileri, masum çocuklar, kadınlar ve hastalar dahil herkesin hedef alındığı saldırıları hem devlet hem de yerleşimci terörü üzerind

Gazze'nin Ruhu Batı'yı Rahatsız Ediyor

Batılı hükümetler dört aydır masum Filistin halkına yönelik devam eden İsrail vahşetine ve soykırım siyasetine kayıtsız ve şartsız destek vermeye devam ediyor. Batı'nın sağladığı askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik desteğin İsrail'in güvenliğinin sağlanması için değil, bilakis İsrail'in masum sivillere yönelik soykırım zulmünün devamı için olduğ

2024 Yılında Gazze'yi Neler Bekliyor

Filistin halkının en etkili direniş hareketi olan Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirdiği el-Aksa Tufanı operasyonu, hem Filistin-İsrail meselesinde hem de Ortadoğu bölgesinde önemli bir kırılma oluşturdu. Hamas'ın direnişi karşısında çok zor durumda kalan İsrail, hıncını masum insanlardan almayı tercih etti. Bugüne kadar toplamda, çoğunluğ

İsrail ile Hamas Arasındaki Ateşkes Ne Anlama Geliyor

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail askeri hedeflerine yönelik başlattığı geniş ölçekli saldırılara tepki olarak İsrail'in giriştiği kitlesel katliamlar hem bölgede hem de tüm dünyada büyük bir tepkiye neden oldu. İsrail saldırılarının her nevi savaş suçunu işleyerek devam etmesi üzerine İsrail'e kayıtsız şartsız destek veren Batılı devletlerin bazıları bile

Küresel Bölgeselleşmenin Ortadoğu Ayağı: Yeni Dönemde Türkiye-Körfez İşbirliği

Dünyada ve Ortadoğu'da Değişen Dengeler 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin yıkılması, Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve iki kutuplu dünya düzeninin ortadan kalkması ile birlikte dünya çapında ciddi belirsizlikler ortaya çıktı. Özellikle 11 Eylül saldırılarına maruz kalan ABD'nin yeni binyılda izlediği tek yanlı ve müdahaleci siyaset diğer devletleri ür

2022'de Ortadoğu: Değişen Fazla Bir Şey Yok

Modern Ortadoğu, ortaya çıktığı günden itibaren dünya siyasetinin en jeostratejik, jeopolitik, jeo-ekonomik ve jeo-kültürel bölgelerinin başında gelmiştir. Osmanlı devletinin dağılmasından sonra, özellikle dünya petrol rezervlerinin büyük çoğunluğuna sahip olması dolayısıyla hep küresel güçlerin yakın ilgi gösterdiği bir bölge olmuştur. Ancak, 2022

Bin Selman'ın Ziyaretinin Türkiye-Suudi İlişkilerine Etkisi

Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkileri hem Osmanlı döneminde hem de 20. yüzyıl boyunca soğuk ve mesafeli oldu. 2005 yılında merhum Kral Abdullah'ın Türkiye'ye yaptığı ziyaret tarihi bir kırılmayı ifade etmektedir. İkili ilişkiler pek çok alanda hızlı bir şekilde gelişti. Ancak 2011 yılı sonlarında patlak veren Arap isyanları ve devrimlerinden sonra

Türkiye-Suudi Arabistan: Ortadoğu'daki Normalleşme Sürecinin Önemli Ekseni

Bölgesel ve küresel dinamiklerin bir gereği olarak Ortadoğu'daki kartlar yeniden karılıyor. Yaşanan değişim ve süreç daha çok normalleşme olarak ifade edilmektedir, çünkü bölge devletleri Arap isyanları ve devrimlerinin neden olduğu ciddi bir gerilimden vazgeçerek işbirliği süreçleri başlattılar. Bu gerilim ve tehdit kaynaklarının ortadan kalkması

Türkiye-BAE İlişkilerinde Normalleşmenin Anlamı

2021 yılının hemen başında Körfez devletleri arasında başlayan normalleşme yılın ikinci yarısında Türkiye'yi de kapsayacak şekilde genişledi. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)'nin Katar ile ilişkilerini normalleştirmesi, 2017 krizinde Katar'ın en büyük destekçisi olan Türkiye ile ilişkilerindeki gerginliğin önemli nedenlerinden bir