EN geç gelecek yıl yapılacak seçimden ister adaylığı açıklanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, isterse 6 muhalefet liderinin belirleyeceği ismin çıkması durumu değiştirmeyecek. Üst düzey bürokratların hepsinin görevi seçim günü sona ermiş olacak. Seçilen Cumhurbaşkanı'nın yeni atama yapana kadar da görevini vekaleten yürüten duruma düşecek. ÜÇ NUMARALI KARARNAME Buna neden de yeni sisteme geçilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanı imzasıyla yayınlanan Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Üç Numaralı Kararname Kararnamenin dördüncü maddesi, üst kamu görevi yürüten bürokratlara ilişkin şu hükmü taşıyor: "Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (I) sayılı cetvelde yer alanların görev süresi, atandıkları tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanının görev süresini geçemez..." Aynı madde, yeni atama yapılıncaya kadar üst düzey bürokratların görevlerine devam edeceklerini de hükme bağlıyor. Eğer görevine devam etmesi isteniyorsa, yeniden atanması gerektiğini şart koşuyor. Dolayısıyla ister görevlerine devamı etsin, ister yerine yenisi atansın fark etmiyor; her iki halde de makamda oturan üst düzey bürokratların görev süresi en çok bir yıl sonra dolacak. Eğer seçim erkene alınırsa, daha erken bir tarihte görevleri tamamlanmış olacak. Yerlerine yenisinin atanması veya devam etmesi için de yeni bir kararnamenin çıkarılması gerekecek. Burada bir başka ayrıntı da eğer bu kişiler kamu görevlisi olmadan üst düzey göreve atanmış ise görevi sona ermesiyle birlikte kendilerine bir tazminat ödenip ödenmemesine de Cumhurbaşkanı karar verecek. KİŞİYİ DEĞİL, KADRO Belki de bundan dolayı muhalefet bir süredir ciddi hazırlık içinde Bir göreve liyakat ile gelen bürokratların görevlerine devam etmesi hedeflenirken, siyasi amaçla gelenlerin yerine yapılacak atamanın modeli üzerinde duruluyor. Aktarıldığına göre Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu'nun dört gün önce dile getirdiği "yönetim ittifakı" söyleminin gerisinde de bu durum yatıyormuş. Karamollaoğlu bu açıklamasında da ifade ettiği gibi seçimden önce bir koalisyon görüşmesinin olmasına sıcak bakmazken, bugün bu noktaya gelmesini şu sözlerle aktarmıştı: "Ben seçimlerden önce bir koalisyon görüşmesinin olamayacağını her zaman söylüyordum ama işler, şartlar değişti. Şimdiden bir yönetim ittifakı oluşturulmazsa yarın seçimlerden sonra bunu oluşturmak zaman alır veya mümkün olmaz Eğer biz seçim öncesi de olsa bir koalisyon oluşturuyorsak asgari müştereklerde birleşmek mecburiyetindeyiz" YÖNETİM MODELİNİ ÇIKARMAK Oluşturulan komisyonlarda da görev alan SP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya'ya "yönetim ittifakından" kastlarının ne olduğunu dün sordum. Konuyu SP yönetiminde de enikonu tartıştıklarını belirterek, "Koltuk paylaşımından öte, yönetim, hükümet programı oluşturmayı hedefliyoruz" dedi. Hangi kadrolara atamanın hangi koşullar içinde yapılacağının önceden tayin edilmesi gerektiğine işaret eden Kaya, bunun bir kadro paylaşması gibi algılanmaması gerektiğinin altını da birkaç kez çizdi. Sözünü ettiği kadro sayısı öyle az da değil Yaklaşık 2 bini aşkın kişiden söz ediliyor. Kaya, bu denli fazla sayıdaki kadroların hangi yöntemle belirlenmesi gerektiğinin önceden yol haritası ile belirlenmesi gerektiğine işaret etti. Oluşturulan komisyonlardan birinin bu konu üzerinde çalışması gerektiğini söyledi. Bülent Kaya'nın bu aşamada şu cümlesi önemliydi: "Yol haritası belirlenince 6'lı masadaki partilerin teşkilatı da rahat eder. Kendisini o program içinde bulur. Cumhurbaşkanı sadece bu program üzerinden koordinasyonu sağlayacak kişi olacağı için bir isim yerine, programı öne çıkarır." VATANDAŞ TAKIMI Benzer yaklaşımı bir süre önce CHP kadrolarından da duymuştum. "Bir kişi yerine kadroyu öne çıkaran" yaklaşımın çok daha