Geleceği depolayanlar...

HANGİSİNİ tercih edersiniz Hafif ama hızlı şarj edileni mi, yoksa uzun süreli enerji vermesine karşın ağır ve şarj- deşarj döngüsü kısa olanı mı Cep telefonundan, tabletlere, elektrik süpürgesinden, otomobile kadar yaşamımızın her bir alanına gittikçe yerleşen, yakın gelecekte uçaklarda da kullanılması planlanan şarj edilebilir pil teknolojisinin geleceği bu iki soru üzerine oturuyor... Aslında teknolojik gelişimi geometrik artışa uğrayan şarj edilebilir piller, gelecekte yaşamımızın bugünden daha elzem ayrılmaz parçası olacak Geometrik artış dedim, çünkü çinko pilleri ortalama yaşam ömrüne sahip insanoğlunun tamamı kullandı. Arabalarındaki akülere saf su doldurmayan veya buna tanıklık etmeyen kişi sayısı da çok değildir. Dolayısıyla, çinko, jel, nikel kadmiyum ve lityum iyon teknolojisine sahip pillere geçişin tarihi sanıldığı kadar uzun değil. Aslında pilin tarihi MÖ 250 yılına dayanıyor. Perslerin metallere gümüş kaplama yapmak amacıyla kullandıkları ve adına Bağdat Pili dedikleri yapılar atasını oluşturuyor. Bugünkü pil teknolojisinin ilk doğumu kabul edilen Voltanik Pilin doğumu ise 1800'e dayanıyor. KURBAĞA BACAĞINDAN PİLE Kurbağa bacağını ameliyat ederken kaslar arasındaki sinirlerin iki metalin dokunması sonucu hareket etmesinden yola çıkan metan gazının mucidi de olan Alesbsandro Giuseppe Volta 1800'de elektriğin kimyasal olarak da üretilebileceğini kanıtladı ve ürününün adına da Voltanik Pil denildi. Bunu orta yaş grubundaki birçok kişinin çocukluğunda ortasındaki siyah kömürü ile anımsadığı çinko karbon kuru piller takip etti, ilk kullanım tarihi ise 1836 Frederick Daniell tarafından geliştirilen bu aküye de Daniell Pili adı verildi. Mekanik çağın en önemli sıcak aracı transistörlü radyo ve el fenerlerinde çok kullanılan çinko karbon piller yaşamımızda uzun yıllar yer etti. Onların yerini, ikinci dünya savaşı sonrası yeni bir teknoloji aldı; çinko ve karbonun yerini nikel kadmiyum, Alkalin Pil adı verildi. Kısa süre öncesine kadar da yaşamımızdaki yerini korudu; ancak üstü artı, altı eksi kutup olan yuvarlak formatı da hiç değişmedi. O da yakın geçmişte yerini Lityum İyon pillere bıraktı. LİTYUM İYON 30 YIL ÖNCE GİRDİ Yazıyı yazarken telefon eden bir arkadaşıma Lityum İyon pilleri ne kadar zamandır kullandığımızı sordum. Kısa süre düşündü, "Sanırım bir 100 yılı vardır" dedi Oysa yaşamımıza giriş tarihi oldukça yeni Sony tarafından piyasaya sürüldüğünde oldukça pahalı olan lityum iyon pillerle 1991 yılında tanıştık Otuz yıl içinde otomobillerden, taşınabilir tüm cihazlara kadar her yerde vazgeçilmez enerji depomuz haline geldi. PİL ÜZERİNDE 10 BİNDEN FAZLA ÇALIŞMA VAR Peki, burada duracak mı Veya bu geometrik yükseliş, gelecekte nasıl bir pil teknolojisi ile bizi tanıştıracak. Bir de aralarındaki yarışta hangisi önde gidiyor Bu alanda emek veren üç girişimci ile sohbet ettiğimde gördüm ki nerede kullanacağınıza göre değişecek. Ancak üçünün de üzerinde birleştiği bir konu var ki, uzun süreli enerji aktarımı sunan piller yerine, çok kez şarj edilebilen ve kısa sürede dolan pil teknolojilerine yönelim olacak Ancak uzun süreli enerji sunan piller de başka alanlarda yaşamımızın bir parçasını oluşturacak. Bir örnek verirsem, bugün otomobillerde kullanılan pil teknolojileri uzun yolda size en çok 800-1000 km enerji sunuyor. Ortalama ise 400-600 arası Bu ise aracınızı sıklıkla şarj etmeniz zorunluluğunu getirdiği için hızlı şarj edilebilen teknolojileri öne çıkıyor. Bu alanda en hızlısını üreten de geçen hafta da bu sütunda yer verdiğim, dünyanın en ince pilini de üreten, girişimci Mehmet Türker Türkel ile dün sohbet ederken, gelecek pil teknolojilerinde nelerin öne çıkacağını sorduğumda 10 binden fazla pil teknolojisi üzerinde çalışmanın olduğunu belirtti. LİTYUM SÜLFÜR, MAGNEZYUM MU YOKSA DEMİR HAVA VE NANOTEL Mİ Bunların ağırlıkla Lityum-Sülfür, Magnezyum, Nanotel, Demir Hava ve Hidrojene dayalı teknolojiler olduğunu söyledi Özellikle otomobillerin geleceğinin tamamen şarj edilebilir pillere doğru hızla ilerlediğine dikkat çekerek, "Hızlı şarj olabilen ve çok sayıda doldurulan piller yaşamımızda daha etkili olacak" dedi. Bu alanda en iyisinin (Plazma) Hidrojen Piller olduğunu da belirterek, "Mesele çok kez ve hızlı şarj edilebilenden öte bir de 400 milyon Dolar yatırım yapılınca sistemin çalışıp çalışmayacağında" dedi. O nedenle Nanotel pil teknolojisinin çok daha hızlı ilerleyeceğini dikkat çekti. Bunun dışında Lityum-Sülfür, Magnezyum piller de var Lityum Sülfür bataryalar aslında alternatiflerine göre daha fazla yük taşımaya olanak tanıyor ve diğerlerinden çok daha küçük boyut içeriyor; en büyük handikabı ise 40 kez şarj-deşarj döngüsünden sonra pilin şarj tutmaz hale gelip ömrünü sonlandırması. Magnezyum piller ise birçok cihazda kullanılan lityum-iyon pillere göre 5 kat daha yüksek enerji depoluyor; ancak henüz laboratuvar aşamasında. GRAFENİN GÜCÜ Bununla birlikte şarj edilebilir pillerin uçaklarda da kullanılması hedeflendiği için magnezyum pillerin, iletkenliği çok yüksek grafen ile birlikte değerlendirildiğinde çok kez şarj edilebilen hibrit bir pil teknolojisi yakın gelecekte yaşamımıza girecek gibi duruyor. Birçok otomobil firması da aktardıklarına göre bu teknolojiye yoğunlaştı. Eğer bazı