Davutoğlu: İki kesim kaygılandırıyor

GELECEK Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, seçim sürecine ilişkin oldukça kaygılı Altılı masaya bu hafta sonu ev sahipliği yapacak olan Davutoğlu ile dün evinde verdiği kahvaltıda sohbet ederken, bu kaygının sadece iktidar kesimindekilerde değil, muhalefette de bulunduğunu belirtti. Endişesine yol açan bu kesimlerden iktidar tarafını şöyle tanımladı: "Türkiye'de 2 kesim var beni tedirgin eden; birisi iktidarda güç sahibi olmanın getirdiği yanılsama ile gerçeklerden kopan. İktidar sahibi olmasına gerek yok, A Haber'i dinleyip, tek taraflı propagandayı dinleyip, 'Bu iktidar giderse Türkiye batacak' diye bir kanaate sahip olanlar. Bunlarda şöyle bir kanaat var; bu iktidar kalıcı. Bu bir yanılsama. Bu genelde iktidarının son dönemine gelen otoriterlerde olur. Bu yanılsama onların gerçeği görmesini engelliyor." MEVCUT BOŞLUKTA GÖTÜRÜR Muhalefette yer alan kesime yönelik endişesini de şöyle dile getirdi: "İkinci yanlış yaklaşım ise 'Bunlar nasıl olsa gidecek kolay bir zafer kazanacağız' diyen yaklaşım. 'Bu mevcut boşluktan şu kişi çok kolay Cumhurbaşkanı seçilebilir, şu parti tek başına iktidarı götürür' diyen bir kesim var. " KOLAY ZAFER DÜRTÜSÜ HEZİMET YARATIR Her iki kesimin de "kalay zafer dürtüsü" ile hareket ettiğinin altını çizdi. Bu beklentinin çatışmaya zemin hazırlayıcı bir özelliği olduğunu da anımsatıp devam etti: "Kolay zafer dürtüsünden fazla insanları yanıltan bir şey yoktur. Kolay zafer dürtüsü insanlara en büyük hezimetleri yaşatır. Ben bunu iki tarafta da görüyorum. İktidarda da kolay bir zafer beklentisi var, muhalefette de belli kesimlerde kolay bir zafer beklentisi var." İKİ TARAFI DA BİLİYORUZ Diğerlerinden ayrıldıkları özelliklerinin her iki tarafı da yakından tanımak ve psikolojisini bilmek olduğunun altını çizdi Davutoğlu, iktidardaki psikolojinin temelinin, yanlış gidişi görmelerine karşın, "Reis (Erdoğan) nasıl olsa yine şapkadan tavşan çıkarır" temeline dayandığını belirttik ekledi: "Onların psikolojisi 'Evet bir şeyler yanlış gidiyor ama Reis yine kazanacak'. Bundan daha tehlikeli bir şey yoktur. Bütün otoriter liderleri bu düşünce bitirmiştir." Muhalefette oluşan psikolojiyi de şöyle tarif etti: "Bu tarafta ise bazen muhalefet kanallarını izliyorum, öyle bir algı oluşturuluyor ki; 20 yıllık AK Parti iktidarı tek ve günahkâr bir dönem Bütün hepsi de onun içindeydiler hepsi birden bunun hesabını vermeliler." Hesap verecekler arasında kendilerini de saydıklarını hayıflanır bir ses tonuyla vurguladıktan sonra şu sözleri kendi psikolojisini yansıtıyordu: "Açık söyleyeyim ben hesaplaşmadan korkmuş olsaydım AK Parti'de bayrak açmazdım" ÜÇ KİŞİDEN İKİSİNİ UZAKLAŞTIRIR İki tarafa da hakim olan kolay zafer elde etme psikolojisinin toplumsal çatışmanın önünü açabileceği tehlikesine de işaret edip uyardı: "Bu kolay zafer psikolojisi birtakım ifrat noktalarına götürüyor. Bu yaklaşım vaka olarak da doğru değil siyaseten de doğru değil. AK Parti'nin o günkü reformlarını da yaşadık bugünkü zorbalıklarını da yaşadık. O dönemden bu döneme oy veren kitlelerin yaklaşık 3 kişiden 2'si AK Parti'ye bir dönem oy vermiş. Şimdi sen bütün AK Parti dönemlerini mutlak bir karanlık dönem olarak yansıttığında, bu oy veren kitleleri kendinden uzaklaştırmış yabancılaştırmış oluyorsun. Onlar kendi iktidarlarını eleştirirken, sen diyorsun ki 'Sen de onların içindeydin'." PARMAK SALLAYANLAR Davutoğlu, Türkiye'de birbirine parmak sallayan iki kesimin kutuplaşmayı artırdığını belirtip sözlerini sürdürdü: "Türkiye'de 2 kesim var parmak sallayan. Bir Bahçeli ve Erdoğan Beni eleştirirsen hainsin diyen bir parmak sallama. Diğer tarafta da dönüp bütün o kesimlere hepiniz suçlusunuz diyen ve parmak sallayan bir kesim. Türkiye bu iki kesimle Allah muhafaza kutuplaşmaya gider." KADER SEÇİMİ Bütün bu nedenlerden dolayı gelmekte olan sandığın önemine işaret etti, sözleri Abdülhamit üzerinden başlatılan tartışmalara da teşbih yapan içerikte şöyle oldu: "Önümüzdeki seçim Türkiye'nin kader seçimi. Cumhuriyetin yüzüncü yılına girerken tarihi tartışmaların, yüzyıl önceki tartışmaların tekrar başlatıldığı tarihi kutuplaşmaların köpürtüldüğü bir ortamla seçime gidersek, bu iki kesimde mevcut psikolojiler ile bir karşıtlık üzerinden bir siyasi ikilim oluşturulursa Türkiye 2023'e birleştirici bir ruhla değil parçalayıcı bir ruhla girer" KARARSIZLARA ÇAĞRI Bu aşamada kararsız seçmene de çağrısı oldu: "Kararsız kalınarak Türkiye'nin geleceği çizilemez. Kararsız kalınması doğru gördüğünüz siyasi yaklaşımın yenilgisine yol açar. Çünkü karşı tarafın elini güçlendirmiş olur. Kimse bu seçimde tarafsız kalmamalı. Herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ile ilgili kararını vermeli. Kimse 'Seçim nasıl olsa yapılmayacak ya da yapılsa bile bu iktidar değişmeyecek' gibi bir düşünce ile karamsarlığa sevk edilmemeli. Bu seçimle Türkiye'nin kaderi değişecek. Bunda da en büyük rol halâ şu anda kararsız gibi görünen seçmende olacak." ALTILI MASAYA DÜŞEN Altılı masaya bu açıdan önemli bir görev düştüğünü de belirtti AK Parti'den ayrılmış, ancak devamı olmayan partilerin muhalefetin alanını genişlettiğini, yeni bir seçim zemini yarattığını vurguladı. Bunun da gelecek seçimin "2018 verileri ile değerlendirilmesinin önüne geçen en önemli unsurlardan biri olduğunu" belirtti. "Türkiye'de büyük değişim tek bir partinin tabanı ve iradesi ile gerçekleşmeyecek" deyip devam etti: "Böyle büyük dönüşümlerin olduğu süreçlerde tek bir parti, tek bir isim, tek bir programla değil toplumu kapsayan kuşatan bir yeni anlayışla yaklaşmak lazım. Ve bu farklı anlayışların da siyaset sahnesine kendi kimlikleri ile çıkması lazım. O kimliklerden koptuğunuz takdirde bu bir ittifak