İnsanların bir arada yaşaması için gerekli organizasyona devlet diyoruz. Bu birlikteliğin ortaya çıkardığı karşılıklı hak ve sorumlulukları belirlemek devlet olmanın bir gereğidir. Elbette burada insanlara hak ve sorumluluk tayin eden bir yapıdan değil, hak ve sorumluluklarını hatırlatan bir yapıdan bahsediyoruz. Bu organizasyonu başarılı kılan bu hak ve sorumlulukların doğru bir zeminde yürütebilmesidir. Bu da ancak devletin yapabilme kabiliyetine bağlıdır. Bu yüzden günümüzde devleti en iyi açıklayan kavram güçtür. Devletin iradesini gerçekleştirebilmesi sahip olduğu güçle mümkündür. Devlet, toplumsal yapı içerisinde emsalsiz bir gücü ifade ettiği için fertlerin devlete karşı korunması bu açıdan büyük önem taşır. Bunun için devletin bu gücünün sınırlandırılması gerekiyor. Fakat emsalsiz bir gücün nasıl sınırlandırılacağı da önemli bir husus. Devlet dediğimiz kurumsal yapının yekpare bir iradenin kontrolünde olmadığını biliyoruz. Aslında devlet derken içerisinde farklı iradelerin ve güçlerin devlet adına kullanıldığı bir yapıdan söz ediyoruz. Tam bu noktada şunu söyleyebiliriz ki, devletin emsalsiz gücünün sınırlanması farklı güç merkezlerinin birbirini dengelemesiyle mümkündür. pushfn('ads'); Güçler ayrılığı ilkesi günümüz yönetim anlayışının temel bir unsurudur. Geçmişten günümüze değişik yönetim şekillerinin sahip olduğu farklı özellikler vardı. Zamanın algılayış biçimine, bilinç düzeyine ve toplumsal şartlara bağlı olarak gücün sınırlandırılmasına dönük uygulamalar mevcuttu. Adalet dairesi, hukukun sivilliği gibi uygulamalar buna dönüktü. Günümüzün yönetim anlayışı ise gücün sınırlandırılması sorununu güçler ayrılığıyla çözmüştür. Konuyu güçler ayrılığını açıklamak için değil, uygulanmasında karşılaşılan sorunları tartışmak için açıyoruz. Bilindiği gibi güçler ayrılığının üç sacayağı var. Yasama, yürütme ve yargı. Bu üç güçten milletin egemenliği ilkesi yasamayı, hukukun üstünlüğü ilkesi yargıyı ve seçimlerde çoğunluğun makbuliyeti yürütmeyi birbirlerine üstün kılmaktadır. Yasama halkın temsilcilerinden oluşurken, yürütme halk tarafından geçici bir süre belirli parti ve kişilere verilir. Yargı zaten halkın temsilcilerince belirlenen yasaların uygulanmasını ifade eder. Görüldüğü üzere üç unsurun buluştuğu temel nokta