Oruç tutmanın anlamı

Son 3 yıldır daha önce deneyimlemediğimiz bir süreçten geçiyoruz. Pandemi koşulları nedeniyle tüm iş yapma biçimlerimiz, sosyal yaşantımız, hatta gelecekten beklentilerimiz bile değişime uğradı. Tam normalleşiyoruz derken yanı başımızda başlayan Rusya-Ukrayna savaşı bizi bambaşka gerçeklerle yüz yüze getirdi. Bugün başlayan ramazan ayı da 2020 ve 2021 yılları gibi olmasa da çocukluğumuzdan bu yana alıştığımız ramazanlardan farklı olacak. Her ramazan yazımda tekrarlarım; görkemli iftar yemeklerindeki israf beni üzer, oruç tutmanın anlamına ve amacına ters düştüğünü, içinin boşaltıldığını düşünürüm. Bu yıl çok daha hassas bir dönemden geçiyoruz. Tüm dünya gibi bizi de etkisi altına alan ekonomik kriz, savaş nedeniyle bazı temel ihtiyaç ürünlerine ulaşmadaki zorluk hepimizi daha tutumlu ve bilinçli olmaya yöneltiyor, yöneltmesi gerekiyor. Daha fazla empati yapmamız, koşulları bizlerden daha kötü olanlara, ihtiyaç sahiplerine, zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışanlara destek olmamız şart. Merkezi ve yerel yönetimler sorumluluklarını tabii ki yerine getirmeli ama böylesi zamanlarda toplumsal paylaşımın, bireysel katkının da anlamı büyük...Portakal çiçeği karnavalı2013'te yola koyulan Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı, 2 yıllık bir aradan sonra geçen hafta içinde yeniden sokaklarda kutlanmaya başladı. Aslında her yıl nisanın ilk haftasında yapılan karnaval bu yıl ramazan dolayısıyla 1 hafta öne çekildi. Mottosu dostluk, kardeşlik ve sevgi şemsiyesi altında buluşmak olan Nisanda Adana'da Portakal Çiçeği Karnavalı'nın açılışı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Adana Valisi Süleyman Elban, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Karnaval Komitesi Başkanı ve Toyota Türkiye CEO'su Ali Haydar Bozkurt'un katılımıyla yapıldı. Türünün ilk örneği olan, katılımın büyük olduğu Adana karnavalını başarılı ve içten buluyorum. Ancak 'dost acı söyler' deyip birkaç eleştirimi de eklemek istiyorum. İlki, karnaval sırasında trafiğin çok tıkanması. Bu durum tam bir kaos ortamı yaratıyor. Gelecek yıllarda belki daha iyi bir planlama yapılabilir, trafiğin şehrin ana arterlerinde akması sağlanabilir.İkinci eleştirimse Seyhan Nehri üstündeki asma köprülerin yarattığı tehlikeye ilişkin. Aşırı kalabalık ve kontrolüz geçiş, sıkışıklığa ve sorunlara neden oluyor. Yaya trafiği için tasarlanan köprülerden dört kişilik ailelerin motorları üstünde geçmesi, gençlerin köprünün dışından sarkarak içeriye atlamaya çalışması, giriş ve çıkışların bir bölümü turnikelerle kapanması rağmen bebek arabalarıyla geçişe müsaade edilmesi faciaya davetiye çıkarıyor. Umarım en kısa sürede gerekli onarımlar ve düzenlemeler yapılır, önümüzdeki yıl kente çok yakışan bu köprülerden güvenle geçilir.Beşinci kuşak genç bir çiftçiAdana'nın fahri elçisi gibi çalışan, aynı zamanda Karnaval Komitesi üyesi Tayyar Zaimoğlu her gidişinde beni yeni isimlerle tanıştırır. Bu kez de Çukurova'da çiftçilik yapan Boydak Ailesi'nin beşinci kuşağı Ziraat Mühendisi Hasan Can Boydak ile bir araya geldik. Aile konvansiyonel tarım yaparken, bir yandan da sürdürülebilir tarım anlayışıyla organik ve iyi tarım sertifikalı atalık tohumlarla karakılçık buğdayı ve Derviş pirinci ekiyor. Türkiye'de ilk kez beyaz kinoa yetiştirmeye de başlamışlar. Kinoa yerine bulgur diyenlerdenim her zaman ama yerli üretimse neden olmasın Ürünlerini İpekova Gıda markasıyla