Hoş geldin 2022...

Yılın ilk günü yazı yazmak, sanki bir günlüğe başlamak ya da geçen bir yılla hesaplaşmak gibidir, ki hangisi olursa olsun insana heyecan verir.Özellikle de zor günleri geride bıraktığımıza inanmak, geleceğe umutla bakmak istediğimizde.Dileğim; başta sağlık olmak üzere her alanda daha iyi, daha adil bir dünyada ve ülkede yaşamak."Bak işte zorlandık, acı çektik ama düzlüğe de çıkmaya başladık" diyebilmek.Daha çok kitap okumak, kültür sanat etkinliklerine daha çok katılmak, keyif alacağımız, pişman olmadan çıkacağımız restoranlara gidebilmek, rahat ve güvenle seyahat edebilmek.Yine de 2021'e çok fazla haksızlık etmek istemem.Her anlamda ve hemen hemen her alanda zor günler yaşadık ama içinden güzellikler de çıktı.Biraz azaldık, biraz çoğaldık.Bazen kendimizi hayatın akışına bıraktık, bazen beklentilerimizi sorguladık.Salgınlardan ve krizlerden etkilensek de yeniliği ve değişimi yakaladık.Bugün yeni bir sayfa açmadan önce geçen yıldan kalanlar var yer vermek istediğim.Hoş geldin 2022, senden beklentimiz geçen yılı aratmaman...Farklı bir Sait 20yıl kadar önce Yalıkavak'ta klasik bir balıkçı olarak Sait Birtan Yılmaz tarafından açılan Sait, kısa sürede Bodrum'un en sevilen restoranları arasına girmişti.Yaz aylarında, özellikle de hafta sonlarında yer bulmak mümkün olmazdı.Sait Bey'in içten ve sıcak haliyle masaları dolaşması, servis ekibinin mesafeli samimiyeti mezelerinin lezzeti kadar önemliydi.Tabii bu arada tadı damakta kalan ara sıcaklarını, özellikle yaprak sarmasını unutmamak lazım.Sonra Sait yeni ortaklıklara yelken açtı. 8 yıl önce Dream Grubu çatısı altında Yalıkavak Marina'da açık ve kapalı alanlarıyla çok daha büyük ve lüks bir yere taşındı.Ama dürüst olmam gerekirse en azından benim için Sait'in büyüsü taşınmayla bozuldu.Hem değişen ekibi, hem anlayışı hem de fiyatlarıyla başka bir boyuta geçti.Gittiğim zamanlar tabii ki oldu ama eski halini aramadım diyemem. Bunu kendileriyle de paylaştığım için rahatlıkla dillendiriyorum.Şimdi Sait ilk şubesini Galata Port İstanbul'un içinde açtı.1-2 hafta önce yakın arkadaş grubumuzla Sait'e gittik.Giderken biraz kaygılıydım ama daha kapıdan içeri girdiğim andan itibaren bir sıcaklık hissettim.Dekorasyonuyla, meze dolabıyla, barıyla Karaköy'e ve Galata Port'a yakışan bir yer olmuş.Sait Bey ve mekâna büyük artısı olduğunu düşündüğüm eşi Ferman Hanım'la birlikte meze dolabına gittik.Artık bir klasik olan köpoğlu, haydari, çiroz, ılık Ege otları kavurması ve lakerdayla başladık. Haşlanmış karidesler o kadar tazeydi ki, söğüş tatmak istedim.Kalamar tava, ahtapot ızgara, deniz ürünleri, kokoreç ve etli yaprak sarmayı ortaya söyledik.Balık olarak da lüfer ızgara istedim.Her birinde yıllar öncesinin tadını buldum, hatta birçoğu çok daha lezzetliydi.Sadece beyaz peyniri tedarik ettikleri yeri değiştirirlerse iyi olur gibi geldi.Rahatlıkla söyleyebilirim ki, İstanbul'a yakışan bir balık restoranı olmuş. Ferman Hanım, Bodrum'u özlediğini söylese de burayı da çok sevdiği her halinden belli.Sait Bey ise iyi bir yönetici olacağını düşündüğüm oğlu Deniz'le birlikte daha çok İstanbul'da olacağa benziyor.Bence de zaten öyle olmalı.Fiyatlara gelince; biz davetli gitmiştik ama bana en çok sorulan soruya cevap verebilmek için QR kodla okunan menüye de baktım.Mezeler 50-60, deniz ürünleri ara sıcakları ve balık fiyatları 70-450 lira arasında değişiyor.Kısacası kişi başı ortalama 400 liraya da, 800 liraya da çıkabilirsiniz seçiminize bağlı olarak.Yakında basılı menü de hazırlanacakmış. Ki İstanbul gibi bir kentte zaten menü olmaması düşünülemez...Tanıdık CephelerSetenay Alpsoy ve Gökçen AtamanTanyer'in kenti ve mimariyi konu alan "Tanıdık Cepheler" başlığı altında topladıkları çalışmaları, Evin Sanat Galerisi'nde sergileniyor. Çalışmalarını ilgiyle takip ettiğim, uzun bir süredir İstanbul kentini, daha doğrusu kent yaşamını resimleyen Alpsoy son