Gerçek bir Antalya gönüllüsü

Bir şef, restoran sahibi düşünün, yaşadığı kente gittiğinizde sizi sadece kendi mekânında ağırlamakla, yemeklerini tattırmakla kalmıyor. Sevdiği, gittiği lezzet duraklarından, bir başkasının rakip olarak göreceği yeni açılan restoranlara, yerel üreticilerden restore edilmiş tarihi yapılara önemli olduğunu düşündüğü yerleri göstermek, tanıtmak istiyor.Geçen hafta, cumartesi günleri Kanal D'de yayınlanan "Beşinci Tat" programımızın çekimleri için Antalya'daydık. Üç günlük kısa turumuz 7 Mehmet'in üçüncü kuşağı gönüllü rehberimiz Mehmet Akdağ olmasaydı böylesi dolu dolu ve verimli geçmezdi.MehmetAkdağ - Müge Akgün - Ali Bahar7 Mehmet'te yaptığımız çekimlerde konuğumuz Antalya Ticaret ve Sanayi OdasıATSO ve Organize Sanayi Bölgesi OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar'dı.Doğma büyüme Antalyalı, aynı zamanda et ve süt ürünleri üretimi yapan Bahar'ın söylediği gibi Antalya ülkemizin turizm gelirleri kadar sebze ve meyve ihracatıyla da katma değeri büyük kentlerinden. Ürün kalitesi yüksek. Gastronomi kültürünün gelişmesi, restoranlarıyla da cazibe merkezi olması için her türlü alt yapıya sahip.Haberin DevamıAKDENİZ GİBİ BÜYÜK VE GÜZELBunun en güzel örneği de 86 yıllık geçmişiyle adı kentle özdeşleşen, Antalya'nın en önemli markalarından olan 7 Mehmet. Kuşaktan kuşağa babadan oğula geçen gelenek doğal olarak kuşaktan kuşağa süren müdavimlerini de yaratıyor.Her gidişimde karıştırdığım anı defterinde Yaşar Kemal'in yazdığı gibi 7 Mehmet, "Akdeniz gibi büyük ve güzel..." tam bir Akdeniz Lokantası.7 Mehmet'i anlatırken babasını küçük yaşta kaybeden, sekiz yaşına geldiğinde maddi imkânsızlıklar nedeniyle annesinin bir lokantaya çırak olarak verdiği dede Mehmet Akdağ'dan söz etmeden olmaz. Önce alnındaki Osmanlıcada yedi rakamına benzer yara izini görüp ona 7 Mehmet adını veren ustası Hacı Hasan'dan çok şey öğrenir. Sonra 1937 yılında küçük bir çorbacı dükkânı olan ilk işyerini açar.İlk gün askıyla demirciler çarşısındaki esnafa çorba servisini yapar. Ertesi gün bol tereyağlı çorbanın tadını unutamayan esnaf kapıda kuyruk olur. Ardından büyüyerek, güçlenerek bir marka haline getirdiği restoran, en az babası kadar mesleğine âşık ikinci kuşak Hakkı Akdağ tarafından daha da büyütülür.Haberin DevamıVe bugün bu gelenek dedesinin adını taşıyan Mehmet Akdağ tarafından yaratıcılık çıtası her geçen gün yükseltilerek devam ediyor. Mehmet "Dedemin hastalığı babamın, babamın hastalığı benim eğitim sürecim oldu" diyor.Dedesi hastalanıp İstanbul'a Heybeliada'ya gittiğinde İzmir'den, Bolu'dan, Bursa'dan ustaları Antalya'ya restoranının mutfağına yönlendirmiş. Dükkânında yalnız kalan Hakkı Bey farklı ustalarla çalışma imkânı bulmuş, kendini her birinin öğrettiği tekniklerle geliştirmiş. O da tüm bilgi ve birikimini oğluna aktarmış. Ve ortaya bugünün imza 7 Mehmet yemekleri çıkmış, çıkmaya da devam ediyor.Mehmet Akdağ'ın en büyük başarısı da, ilk kez yerli avokadoyu ürettirip restoranında kullanan, neredeyse yüzlerce çeşidini yapan babası gibi malzemenin, ürünün kalitesine verdiği önem ve araştırmacı ruhu. Bölgenin ürünlerini çok iyi tanıyor ve değerlendiriyor.Haberin Devamı7 Mehmet'te yediğiniz avokadolu domates çekirdeği salatasının, ısırgan otu kavurmasının, kulaklı çorbanın, ızgara mücverin, beyin haşlamanın, kıymalı su böreğinin, ızgara tandırın, bergamotlu, ananaslı bademli pirinç pilavının, bademli, Antep fıstıklı keşkülün, kaymaklı tahinli kabak tatlısının tadını başka hiçbir yerde bulamazsınız....Mehmet Akdağ -Fikret TosunMEHMET AKDAĞ'IN SEÇİMİ LEZZET DURAKLARI Börekçi Tevfik Usta1930'lu yıllarda Tevfik Usta'nın anne dedesinin başlattığı gelenek bugünlere dek ulaşmış. Sabahları kapısında kuyruklar olan mekânda Usta'nın küçük açık mutfağında adeta yufkayla dans ederek yaptığı kıymalı ya da lorlu börekler tarihi dökme fırında pişiyor. Lorlu olanın üstüne pudra şekeri serpilmesi öneriliyor ama ben sadesini tercih ettim ama sevdiğim soğanlı kıyma ile yapılan oldu.Haberin DevamıEmekli öğretmen eşi sadece nakit ödeme yapılan kasanın başında duruyor. Çocukları aile mesleğini sürdürmemiş fakat umarım