"Bizi Yenen Sizler Değilsiniz, Onlar!"

"Hani Allah, iki topluluktan birinin muhakkak sizin olacağını vadetmişti; siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkın ve inkâr edenlerin arkasını kesmek (kökünü kurutmak) istiyordu." (Enfal Sûresi: 7) Bedir Savaşı hakkında nazil olan bu ayet bizlere, direnmenin psikolojisine dair çok kıymetli bilgiler verir. Ancak bu hususa girmeden evvel Bedir Savaşı'nın gelişim sürecine kısaca bakmak gerekiyor. Miladi takvim 624 tarihini gösteriyordu, hicretin 2. yılıydı. Peygamber Efendimiz (SAV), Ebu Süfyan'ın idaresinde bir ticaret kervanının Suriye'ye gittiğini haber almıştı. Ashabını toplamış, kervanı dönüş yolunda Bedir civarında ele geçirebileceklerini söyleyerek, onları sefere davet etmişti. Ramazan'ın 12. günü -hastalık ve görevli olmak gibi sebeplerle izinli sayılan 8 kişi hariç- 74'ü muhacirden, geri kalanı Ensar'dan 305 kişi (Allah hepsinden razı olsun), 70 deveyle birlikte yola çıktı. Ebu Süfyan operasyonu haber alınca yolunu değiştirdi ve Mekke'ye haber gönderdi. Mekkeliler 1000 kişilik ihtişamlı bir ordu hazırladılar. Orduda 700 deve, 100 de at vardı. Peygamber Efendimiz (SAV) ve ashabı Bedir civarında kervana baskın için beklerken, Mekke'den böyle bir ordunun yola çıktığından habersizlerdi. Kureyş ordusunun Bedir kuyularına su almak için gönderdikleri bir köleyi yakaladıklarında bunu öğrendiler. Şimdi iki seçenek arasındaydılar: Kureyş ordusu ya da ticaret kervanı. pushfn('ads'); Peygamber Efendimiz, bu yeni durum karşısında ashabını toplayıp görüşlerini sordu. Girişte verdiğimiz ayetten de anlaşılacağı gibi, ashabdan bazı kişiler Kureyş ordusuyla karşılaşmak istemiyor, kervanı tercih ediyorlardı. Bu anlaşılabilir bir şeydi. Birincisi kervan bir ordu değildi, hem "kolay" hem de "kârlı" bir seçenekti. İkincisi, kervanın önünü kesmek için yola çıkmışlardı, bir orduyla savaşmak için değil. Üstelik üzerlerine gelen ordu da her yönden kendilerinden "katbekat" üstündü. Öyle ki, Ebu Cehil'in Müslümanların ordusu hakkında bilgi alınca şöyle dediği söylenmiştir: "Bunlar bir lokmadan başka bir şey değildirler. Kölelerimizi göndersek onları yakalayıp getirebilirler." Kur'an, o iki seçenek arasında kalındığı anın psikolojik atmosferini şöyle açıklıyordu: "Gerçek apaçık ortada olduğu halde, sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi seninle o konuda tartışıyorlardı." (Enfal Sûresi: 6) Hakikaten de hangi beklenti ve umutlarla yola çıkmışlar, neyle karşılaşmışlardı Bir tarafta 40 kadar muhafızın koruduğu "mal yüklü kervan", diğer tarafta bütün kibriyle Müslümanları yok etmeyi kafasına koymuş görkemli bir ordu. pushfn('ads'); Hz. Peygamber'in (SAV) düşüncesi Kureyş'le karşılaşmak idi. Ebu Cehil'in başında bulunduğu ordu ile Ebu Süfyan'ın başında bulunduğu kervanın arasında önemli bir anlam farkı vardı. Kervan Kureyş'in bir parçasıydı, Kureyş'in kendisi