Keyfini çıkar ağam!

Yargı iktidarın emrine girdiği 2010 referandumundan beri muhalif gazetecilerin günlük rutini şöyle:Sabah karakola gidip mal beyanında bulun, öğleden sonra adliyeye koş ifade ver, gazeteye döndüğünde hukuk bürosuna uğra gelen tebligatları al ve avukatların savunmalarına altlık olacak notlar yaz. Artan zamanda da haber ve yazılar hazırla.Yazdığın haberin doğru ve belgeli olmasının bu dönemde hiçbir önemi yok. Tekzip kararı gönderen mahkeme gazetecinin elinde belge olup olmadığını sorgulamıyor bile.DP iktidarı döneminde çıkan basın kanununun ilk maddesinde kişiler hakkında "itibar kıracak, şöhret ve servete zarar verecek" haber yapması suç olarak görülmüştü. Bu maddelere göre kimse, ispat edebilecek halde de olsa birisini suçlayamazdı. Kanun Meclis'te görüşülürken CHP'nin "Gazetecilere ispat hakkı tanınması" yönündeki önergesi de DP'li vekillerin oylarıyla reddedilmişti.Bugün basının yaşadığı durum DP'nin istibdat döneminden farklı değildir.Dün sabah yine karakola koşup ifade verdik. Cumhurbaşkanının en has adamı Hasan Yeşildağ, bir televizyonda söylediklerimizden dolayı dava açmış. Sadece bizim hakkımızda değil o gün stüdyoda bulunan her gazeteci hakkında.Oysa gerek bizim gerekse programa katılan diğer meslektaşlarımızın söylediği yeni bir şey yok. 1970'lerden kendisi hakkında yazılıp çizilmiş haberleri anımsatmıştık sadece. Bu haberler ne tekzip edilmiş ne de erişime engel kararı alınmış. Farklı olarak 1980'den önce İslamcı gençliğin liderlerinden olan ve Ülkücüler tarafından gerçekleştirilen Metin Yüksel cinayeti ile Yeşildağ'ın ilgisi bulunduğuna dair iddiaların araştırılması gerektiğini söylememizdi. Bu mu rahatsız etti kendisiniBiz bu programı yaptığımızda henüz Sedat Peker, Hasan Yeşildağ hakkında 100 dizinlik tweet'leri atmamıştı. Gazetelerde yer almayan pek çok bilgiyi de oradan öğrendik.PEKER'E DE DAVA AÇSA YAHasan Yeşildağ, kendisi hakkında konuşan herkese dava açacağına hakkındaki iddialara basın yoluyla yanıt versin.Hadi Sedat Peker'e de dava açsın ya da yalanlasın da görelim.Çamlıca Kulesi'ndeki kafeteryanın ihalesiz olarak kendisine verildiğini ilk yazdığımızda ne açıklama yapmış ne de dava açmıştı. Başka gazetecilerin aleyhine yazdığı haberlerle ilgili de bugüne kadar dava açmadı. Ne olduysa son bir ayda şöhretine ve servetine zarar verecek haberlere karşı bir hassasiyet oluştu kendisinde.Oysa ya bir basın toplantısı ya da açıklaması ile hakkındaki tüm iddialara yanıt verebilirdi. O da olmadı kendisinin seçtiği bir gazeteciye söyleşi vererek de bu iddiaları çürütebilirdi. Tabii iddialar çürükse...Mesela, kendisiyle söyleşi yapmaya talibim. Eğer kabul ederse son olarak öğrendiğim şu iddiayı da yanıtlamasını hassaten