Bak postacı geliyor!

İlkokulda öğrencilere belletilen çocuk şarkılarından biri böyle başlıyordu. "Bak postacı geliyor Selam veriyor Herkes ona bakıyor Merak ediyor" sözlerini mandolin eşliğinde terennüm ederdik. Yeni nesiller mektup olayını bilmez. Dolayısıyla postacının özlemle beklenen biri olduğunu da. Hatta günümüzde postacılar çoğunlukla icra ya da dava tebligatı ilettiğinden sevimsiz bir aktöre dönüşmüş durumda.Ev ve işyerlerimize posta dağıtan postacıların dışında bir de siyasilerin postacılık görevini üstlenenler çıktı. Siyasette postacılar 1980'lerden sonra kullanıma sokuldu. Özal'la başlayan süreç Erdoğan'la devam ediyor. Özal'ın postacıları gazetecilerden oluşuyordu. Erdoğan'ın postacıları ise kullanışlı akademisyenler. Erdoğan'ın postacıları mevsimlik işçi gibi. Sadece seçim öncesi ortaya çıkıyor, görevlerini yerine getiriyor, ardından bir sonraki seçime kadar köşelerine çekiliyorlar. Tabii bu görevlerinin karşılığını mesleki kariyerlerinde yükselme şeklinde alıyorlar.Eskiden seçimin yaklaşmakta olduğunu tarikat şeyhlerine yapılan ziyaretlerden ve popülist politikaların devreye sokulmasından anlardık. Şimdi postacıların başlarını çıkarmasından anlıyoruz. Malum, her seçim öncesi olduğu gibi Erdoğan yine Kürt kartını devreye soktu ve "Edirne'deki en büyük hesabı İmralı'dakine verecek" diyerek seçim öncesi kamuoyuna İmralı'dan mektup geleceğinin sinyalini verdi. Ardından da geçen seçimin postacısı akademisyen başını uzatarak "Ben burdayım" dedi. Sadece o kadarla kalsa iyi. Erdoğan'ın sözlerini pekiştirmek için Erdoğan'ın "Edirne'deki" diye işaret ettiği Selahattin Demirtaş için şunları söyledi: "Selahattin Demirtaş'ın Öcalan'a, Öcalan'dan da öte Kürt halkına, çıktığında bunlar sorulacak. Sen 'Seni başkan yaptırmayacağız' niye dedin Çıktığında canını kurtarırsa eğer, siyaseten iş yapmayı bırakın sadece Abdullah Öcalan canını kurtarabilir."Vay canına... Selahattin Demirtaş "Seni başkan yaptırmayacağız" diyerek meğerse idamlık bir suç işlemiş. Canını da ancak İmralı'daki kurtarabilirmiş.İMRALI'DA MAHKEME Mİ KURULACAKDemirtaş'ın, "Şahsım yargısı"na hesap verdiği gibi bir de İmralı'ya ve Kürt halkına hesap vermesi gerekiyor anlaşılan. İmralı'dakini bilmem ama Kürt halkının Demirtaş'ı yargılama niyeti olduğunu sanmam. Zira yerel seçimler öncesinde İmralı'daki kullanışlı aktör, Kürt halkına seçimde tarafsız kalın çağrısında bulunurken Demirtaş, cezaevinden yaptığı açıklamada "Bağrınıza taş basın, yaşadıklarınızı unutmayın ama birazcık hatırım varsa faşizme karşı oy verin" demiş ve Kürt seçmen de İmralı yerine Demirtaş'ın çağrısına uymuştu. Şimdi çağrısına kulak verdiği insandan ne diye hesap soracaklarmış kiTamam Demirtaş 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce "Seni başkan yaptırmayacağız" diyerek Erdoğan ve Öcalan'ın istikbali için ortak tasarımlarını işlevsiz kıldı. Yani sizin anlayacağınız pişmiş aşa su kattı. Ama sanki Demirtaş o açıklamayı yapmasa çözüm süreci sorunsuz yürüyecek miydiÇözüm süreci aktörleri ne kadar samimiyetsiz olduğunu o günlerde yaşanan olaylar fazlasıyla gösterdi. Kandil, sözüm ona İmralı'nın