Ahmak çabalar, iş olacağına varır

Türk siyaset tarihi "yavşak" davasını da "puşt" davasından sonra şimdi "ahmak" davasını kara kaplı defterine yazdı. Her üç davanın ortak özelliği bakanların ve siyasilerin birbirine sarf ettiği sözlerdi. DYP-SHP koalisyon hükümetinde devlet bakanı olan Cavit Çağlar, dönemin ana muhalefet lideri Mesut Yılmaz'a "yavşak" demiş, Yılmaz'ın açtığı dava sonucunda Çağlar para cezasına çarptırılmıştı. İşadamı olan Cavit Çağlar için ödediği tazminat hayli komik bir paraydı. O nedenle "Yavşak demek bu kadar ucuzsa bir daha söyleyeyim" diye dalgasını geçmişti. RP-DYP koalisyonunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik, bakanlığıyla ilgili eleştirilere yanıt verirken "Yapacağız ama ipin ucu puştların elinde" demiş, selefi olan eski Çalışma Bakanı Mustafa Kul da "Asıl puşt, kendinden öncekilere puşt diyendir" deyince Çelik, soluğu mahkemede almıştı. Sonuç, Kul'a para cezası...Dava konusu olan bu hakaretlerden ikisi para cezasıyla sonuçlanırken sadece sonuncusu yani İmamoğlu'nun kendisine "ahmak" diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sözünü iade etmesi üzerine hapis ve siyasi yasak gibi katmerli bir ceza kesildi.Kesilir elbet. Çünkü hesap başka.Hesap, bir taş atıp daldaki bütün kuşları aşağı indirmek.İstanbul'u kaybetmenin intikamının ilk adımı olarak CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na verilen siyasi yasak getirilmesiydi. İkinci hedef Ekrem İmamoğlu'ydu. Önce belediyede terör örgütü mensuplarını işe aldı gerekçesiyle düğmeye basıldı. Ama iddialar "fos" çıkınca bu kez "ahmak" davasından medet umuldu.Bırakın siyasi yasağı para cezası bile gerektirmeyecek bir söze açılan dava, siyaseti dizayn etmede araçsallaştırıldı.DARBE VE YARGININ DİZAYN ETTİĞİ SİYASETZaten Türkiye'de siyaset ya darbe ya da yargı kararlarıyla dizayn etme geleneği hayli eski ve işlevsel bir durum.1960 öncesinde DP istibdat döneminde, CHP'nin oyları yükselmiş, yapılacak ilk seçimde iktidara gelmesi neredeyse kesin gibiydi. Ancak 1960 ihtilali ile birlikte CHP'nin tek başına iktidar olması önlendiği gibi, DP'nin devamı olarak kurulan AP, mağdur edebiyatı nedeniyle uzun yıllar tek başına iktidar olarak Türkiye'ye yönetmesinin önü açıldı.12 Mart darbesi sol uyanışın önünü kesti. 12 Eylül darbesi ise siyaseti baştan aşağı dizayn etti.İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a verilen hapis cezası onu başbakanlığa taşımıştı. RP'nin kapatılması da parti içindeki Gül ve Erdoğan grubunun önünü açmış, AKP'nin kuruluşuna giden yolu açmıştı.İmamoğlu'na bu abuk davadan verilen ceza da siyaseti yeniden dizayn etme amacı taşıyor.Kim tarafındanYargıyı araç olarak kullanan tek adam yönetimi tarafından. Davadan ceza çıkacağı, iddianameyi kabul eden mahkemenin ilk hâkiminin değiştirilmesinden belliydi zaten.Ceza verilmesini dayatan Cumhur İttifakı'nın muradı nedirAKP'NİN MEDET UMDUĞU DAVABirden çok muradı olabilir.İmamoğlu, mağdur olsun adaylık yarışında öne çıksın.Peki bu durum "Bu benim son seçimim" diye mağduru oynayan Erdoğan'ın niçin işine yarasınÇok hem de çok işine yarayabilir.Bir kere İmamoğlu öne çıkınca Kılıçdaroğlu'nun adaylığına şerh koyan Meral Akşener'in eli güçlenir ve masaya İmamoğlu ismini dayatır; böylece masa karışır.Masadan