Şekerci Han'da meydan okuma

Hasan Fehmi, bir gün bir haber okur. Haberde İstanbul'a bir adamın geldiğini ve Şekerci Han'daki odasının kapısına "Kim ne sorarsa sorsun, yalnız cevap verilir. Kimseye soru sorulmaz" şeklinde bir yazı astırdığını duyar. Kendi kendine böyle bir iddia sahibinin ancak bir deli olabileceğini düşünmüş. Bediüzzaman'ın meydan okuması medresede tartışma konusu olmuş. Böyle bir hoca olur mu olmaz mı diye her yerde o konuşuluyormuş. Talebelerden biri Hasan Fehmi'ye "Hocalarımızın yıllardan beri tam izah edemediği, kalbimizin mutmain olamadığı meseleleri bir çıkar da git bir sor bakalım" demiş.

Bediüzzaman'ı ziyaret ulemalar ve talebe gruplarının ziyaret sonrası ona büyük hayranlık duyduklarını duyan Hasan Fehmi, tavsiyeler üzerine içinde ziyaret etmek isteği uyanmış. Bir müddet daha düşündükten sonra kesin kararını vermiş. Hasan Fehmi bilgi birikim ve zekâ olarak medresenin ileri gelenlerindendi. Bütün bilgi birikimini gücünü toplayarak en güç ve ince meselelerden ilahiyat ilminden bahseden sorular hazırladı. Hasan Fehmi, Bediüzzaman ile görüşmek için uğraştan sonra nihayet ziyareti kabul edilmiş. Sonra yola çıkarak Şekerci Han'ındaki odasına gitmiş.

Bediüzzaman, "Sen talebe misin" diye sormuş.

Hasan Fehmi, "Talebeyim efendim" demiş.

"Niye geldiniz" diye sormuş.

"Ziyaretinize geldim efendim" demiş.

Biraz hasbihal ettikten sonra Hasan Fehmi, "Efendim talebeler arasında halledemediğimiz bazı meseleler var" der ve sorularını sormaya başlar. Sorular ve cevaplardan sonra Hasan Fehmi, hayretini şu şekilde ifade eder: "Benimle beraber on beş gün geceli gündüzlü çalışıyormuş gibi sorulara tek tek cevap verdi."

Hasan Fehmi Bediüzzaman'ın verdiği cevapları hızlı bir şekilde de not etmiş. Sonunda Hasan Fehmi tam ikna olur ve Bediüzzaman'a hayranlık duymaya başlar. İlminin, kesbî değil, vehbi olduğuna tam inanır.

Bediüzzaman soru-cevap faslından sonra bir harita çıkarır. Şarkta darülfünun açılması icap ettiğini ve bunun ehemmiyetini izah eder. Hamidiye alaylarından söz eder. Şarkın bu şekilde idare tarzının noksâniyetlerini ifade etmiş ve maarif, sanat ve fen noktasından şarkın uyandırılması lâzım geldiğini izah etmiş. İstanbul'a bu gayesini tahakkuku için geldiğini söylemiştir. Soru cevap faslı bitince Hasan Fehmi oradan ayrılmış.