Hayatı değiştiren kitap

Osman, 1982 yılı Mart ayının ilk günlerinde dört aylık kısa dönem askerlik için Burdur'a gider.Tugay'a ayak bastığında askerlerin aynı renkteki kıyafetleri ve aynı tip saç tıraşını görünce "Herkes ne kadar birbirine çok benziyor." dedi kendi kendine. Daha ilk günden itibaren başlayan askerî eğitim, alışkanlıklarını alt üst etmişti. Sivil hayattaki rahatlık ve normal hayatları, hiç yaşanmamış gibiydi. Komutanların, hiçbir akılın ve mantığın kabul etmeyeceği kuralları ve askerlerin gözlerinin içine baka baka "Yapacaksınız!" emirleri çekilir gibi değildi. Burdur'daki Er Eğitim Tugay'ı uçsuz bucaksız geniş bir alanda kurulmuştu. Burada dört aylık kısa dönem askerler olduğu gibi yurt dışından gelen dört haftalık askerlik yapanlar da vardı. Ayrıca 18 aylık er ve erbaşlar da vardı. Bu zor şartlar içinde üç grup arasında uzun yıllar sürecek dostluklar oldu. Tugayda toplam sekiz ile on bin arası asker vardı. Bu asker arasında bir liraya muhtaç askerler olduğu gibi dünya çapında büyük iş adamları da vardı. Baharın kendini yeni yeni hissettirdiği bir gün, kısa dönem askerlik yapan Kastamonulu Osman öğretmen, Cemal adında ilkokul mezunu uzun dönem askerlik yapan hemşerisine bir miktar borç para verir. Osman öğretmen uzun süre geçmesine rağmen Cemal borcunu ödemeyince bir kaç defa daha borcunu istemeye gider. Her gidişinde Cemal'in ödeyecek parası olmaz. Osman öğretmen birkaç gün sonra Cemal'in yanına bir daha gider ve borcunu ister. Cemal, kendisine parasının gelmediğini, parası geldiğinde borcunu hemen ödeyeceğini söyler. Parasını bir türlü alamayan Osman öğretmen sinirlenerek Cemal'e "Bir dahaki gelişimde para hazır olacak bahane mahane anlamam!" der. Cemal "Söz iki gün sonra paranı hazır edeceğim." der. Cemal'in parası iki gün sonrada gelmeyince çaresizlik içinde kara kara düşünmeye başlar. Cemal mahcup ve üzgün çevre temizliği yaparken duvarın üstünde iki kitap bulur. Kitapları alır, tuvaletin hemen girişindeki masanın çekmecesine koyar ve temizlik işine geri döner. İş sonrası yorgun, ter içinde masanın yanındaki sandalyede tam oturacakken Osman öğretmen hışımla içeri girer: "Para geldi mi" diye sorar. Cemal, boynunu büker ve bir kaç kez yutkunduktan sonra parasının gelmediğini, ama en kısa zamanda ödeyeceğini söyler. Osman öğretmen "Bu böyle olmaz, bende zor durumdayım parayı nereden bulursan bul getir!" dedikten sonra Cemal elini masanın çekmecesine atar ve "Osman kardeş bak hiçbir şeyim yok!" der. Çekmece açıldığında Osman öğretmenin gözüne iki kitap ilişir. Osman hiçbir şey demeden kitapları alır ve oradan uzaklaşır. Osman öğretmen bölüğüne doğru giderken yolda kitaplardan birinin sayfalarını çevirir üzerinde Bediüzzaman Said Nursî ismini görür. Osman öğretmen"Gençlik Rehberi" isimli kitabın ilk sayfasını okumaya başlar ve ilk defa duyduğu cümleler zihninde şimşekler çakar. Hemen bir ağaç dibine çöker ve kitabı okumaya başlar. Osman öğretmen o gece koğuşta kitapları okumayı sürdürür. Kitaplar o kadar çok hoşuna gider ki bazı bölümlerini koğuştaki arkadaşlarına sesli okur. Kitabını duvar üstünde unutan Selahattin adındaki asker Cemal'in yanına gider ve ondan unuttuğu kitapları sorar. Cemal kitapların macerasını