Hafız Ahmet Lütfü Sönmez ve Bediüzzaman

Ahmet Lütfi Sönmez İlkokulu Isparta ili Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de bitirdikten sonra babası onu karşısına aldı:"Oğlum, sen ortaokula mı gideceksin, yoksa hâfız mı olacaksın" diye sorar. Ahmet Lütfü, "Hâfız olacağım baba!" der. Babası hemen duvarda asılı Kur'an'ı aldı, Ahmet Lütfü'nün eline verdi. "Şimdi doğru Hâfız Ali'ye git!" dedi. Ahmet Lütfü hiç tereddüt etmeden Hafız Ali'nin ders verdiği eve gitti. Hafız Ali onu kabul ederek talebesi yaptı. Ahmet Lütfü, altı ay Hafız Ali'den Kur'an dersi aldı. Daha sonra Hâfız Ali "Sen hafızlığa başlayacaksan Üstad Hazretlerine git, sana dua ediversin!" dedi. Hafız Ali Ahmet Lütfü'yü Abdullah çavuşla (Abdullah Kula) ile Isparta'ya gönderdi. Abdullah Çavuş aynı zamanda Bediüzzaman'ın nur postacılığını yapanlardan biridir. Ahmet Lütfü, Abdullah Çavuşla Isparta'ya gitti. Bediüzzaman'ın evine vardıklarında vakit ikindi olmuştu. Evin kapısını çalıp içeri girdiklerinde Bediüzzaman onlara "Hoş geldiniz!" dedi. Daha sonra Bediüzzaman'ın arkasında ikindi namaz kıldılar ve ardından tesbihat yaptılar. Namaz sonrası Ahmet Lütfü Bediüzzaman'a Hafız Ali'nin yanında hafızlığa başlayacağından hafızlık duasını okumasını söyledi. Bediüzzaman, Ahmet Lütfü'ye "Geç karşıya!" dedi. Bediüzzaman ona bir müddet dualar okudu. Ahmet Lütfü bu şekilde Bediüzzaman'ın duasıyla hafızlığa başladığında on iki yaşındaydı. Aradan bir yıl geçti. Hafız Ali, Ahmet Lütfü ve Hafız Yaşar'a bir risale vererek Isparta'ya Bediüzzaman'a götürmelerini söyledi. Ahmet Lütfü ve Hafız Yaşar at sırtında Isparta'ya giderken yolda bir süre dinlendi. Isparta'ya Bediüzzaman'ın yanına vardıklarında risale yanlarında yoktu. Geri dönüp dinlendikleri yeri uzun süre aramalarına rağmen risaleyi bulamadılar. Geri İslamköy'e döndüler. Hafız Ali "Keçeliler siz risaleyi nereye bıraktınız" deyice Ahmet Lütfü "Nerede kaybettiğimizi bilemiyorum!" dedi. Hafız Ali hemen ertesi gün onlara tekrar risaleler vererek Bediüzzaman'a gönderdi. Bu defa daha dikkat ederek kitapları Bediüzzaman'a teslim ederek hiç oturmadılar. Geri döneceği sırada dönüşlerini hangi yoldan yapmaları gerektiğini Bediüzzaman onlara tarif etti. Ahmet Lütfü ve arkadaşı atlarına binerek İslamköy'e döndüler. Ahmet Lütfü, 1937 yılında hafız oldu. Bitirme