Hacı Mustafa Öztürk'ün cesareti ve cömertliği (2)

1952 yılındaki "Gençlik Rehberi Mahkemesi" devam ederken ikindi ezanı okunmuş.Bediüzzaman ve bir kısım talebeleriyle namaza giderken Hacı Mustafa'yı çağırmamış. Hacı Mustafa üzülmüş ve öylece yerinde kalakalmış. İçinden "Peygamberimiz olsa böyle yapmazdı!" diye iç geçirince Bediüzzaman birden Hacı Mustafa'ya döner. "Gel kardeşim Mustafa, sen de gel!" diyerek onu çağırır. Beraber namaza giderler. O anda Hacı Mustafa'nın ruhu ve bedeni yeni doğmuş gibi huzurla kanat çırptı. Mustafa Öztürk bir gün parkta bir grup üniversite öğrencisiyle sohbet ederken onlara talebe olduğunu söylemiş. Talebelerden biri "Hacı amca sen nasıl talebesin 75 yaşında talebe mi olur Hem sen nerde okuyorsun Nerede imtihan oluyorsun" diye peş peşe sorular sormuş. Hacı Mustafa "Biz şöyle imtihan oluruz. Biz de toplanır bir araya geliriz. Kur'an ve tefsirini okurken polisler gelir bize baskın yaparlar. Ertesi gün tekrar derse gelenler veya gelmeyenler olur. İşte bizim imtihanımız da böyle olur." diyerek onlara ders vermiştir. 12 Eylül 1980 ihtilali olunca Nazilli nur talebeleri bir gün evinde toplanmış. Bu zor günlerde ne tedbir alalım diye konuşmaya başlamışlar. Biri "Hükümet, şüphelendiği şahısları 3 ay içeriye atıyor. Ondan sonra mahkemeye çıkarıyor." şeklinde açıklamada bulunuyor. Mustafa Öztürk "Ya, öyle mi Ya, öyle mi" der. Fakat bir türlü konuşulanları tasdik etmez. Anlamaz gibi davranır. Kısa bir süre sonra birden celalli bir şekilde konuşana döner: "Tuh, size! Biz ölüme karşı durduk. Siz 3 aya karşı duramıyor musunuz Tedbir, hizmetimize her halükarda nasıl devam edebiliriz diye araştırıp gerekeni yapmaktır. Tedbir, dağılmak değildir." diye bir konuşma yapar. Sonraki günlerde talebelerin tamamı hiçbir fire vermeden hizmetlere devam eder. Her konuda cesareti ve cömertliğiyle ön planda olan Mustafa Öztürk,