Yeni bir YKS

İsmi seneler içinde değişse de. Her üniversite sınavında aynı heyecanı çekmekteyim. Kendi gençlik yıllarımızda sanki kolay bir üniversite sınavı yaşamıştık. Evlatların girdiği sınavları her zaman ebeveynler kendi sınavlarından daha ağır bulmuşlardır. Kırk yıldır tanık olduğumuz o sınav kapısı önünde bekleşen anne babalar, çocukları için dua eden kadınlar, arabaları içinde evladının gelişini bekleyen insanlar hiç azalmadı. Hep daha fazlalaştı. Sorunlar da artan sınava girenlerle birlikte çığ gibi büyüdü. Bu hafta sonu gençler YKS'de ter döktü. Herkes bilmekte idi ki, bu daha başlangıçtı. Sınavın asıl artçı sarsıntıları geride idi. Bir yere yerleşip mezun olduktan sonra başlamakta idi asıl sınavlar. KPSS dağ gibi durup geçit vermemekte idi. Eskiden üniversiteler azdı. Anadolu'dan birkaç büyük şehre akın olurdu. pushfn('ads'); Şimdi özel okullarla adım başı üniversitemiz oldu. Hatta bu hormonlu üniversiteler öyle çoğaldı ki. Azman bir ur gibi mahallemize girdi. Devasa binalarla çirkin simalarıyla İstanbul'a zarar verdi. Yetmedi, insanların havasını rüzgârını suyunu kirletti. O büyük beton kitle, etrafı ağaçlandırılmadığı için hava sıcaklığını artırdı. Yağmurlar yağmaz, rüzgâr esmez oldu. Binlerce öğrenci akın etti. Kira fiyatları uçtu. Kalabalıktan mahallemizin sokaklarında yürüyemez olduk. Mantar gibi üniversite çevresini kafeler işgal etti. O kafelerde karıncalar kadar kalabalık gençler tek boş sandalye bırakmadı. Her zaman kalabalık kafenin önünden geçerken kalbim ağrıdı. Muhtemelen saat 11 ile 16 arası o özel, devasa kitle olan üniversitede hocalar boş sınıflara ders anlattı. Gençler o saatte kafelerde boş sohbette idiler. Buna yürek dayanmazdı işte. Vatanını, halkını seven herkesin bu vakit katliamına duyarsız kalabileceğini sanmıyorum. Özel üniversite mahallemize gelmiş, hem doğa sorunları başlamış,