Işıklı ya da Karanlık Hüzmeler

Sanki kırk yıllık dostunu, arkadaşını sorar gibi. En şefkatli sesiyle, Otobüs şoförünün vereceği o değerli bilgiyi duymaya can atarak, "Bu araç Yuşa'dan geçer mi" diyor, Şoförün, "Hayır, Anadolu Kavağı'na bineceksiniz" cevabı ile iniyor. Koltuğunun altına sıkıştırdığı lokum kutusuyla kırk yıllık da değil bin yıllık dostunu ziyaret için uzaklardaki evinden yola çıkmış. Bir iki saniye ancak görüyorum, Soruyu sorup aracın basamaklarından inmesi dakika sürmese de hikâyesi uzundu. Altmış yaşlarındaki kadın, beresi ile olmayan saçlarını kapatmaya çalışsa da, dökülmüş kaşlarından belliydi kemo aldığı. Fakat görüntüsü mutlu, gülümseyişi, bakışları umut doluydu. O bir iki saniye içinde fark ettim ki, kadın hastalığı yenmişti. Belli ki dostu Yuşa Peygamber'in başında Allah'a uzun uzun dua etmiş. Eğer ameliyattan sağ salim çıkarsa, iyileşirse bütün duaları kabul olanların bu büyük zatın yanında dağıttıkları tatlılardan ikram edecekti halka. pushfn('ads'); O bir iki saniye içinde, ben dâhil bütün otobüs yolcularına mutluluk veriyor kadının Yuşa Peygamber ziyareti. Muhtemelen hepimiz aynı şeyi düşündük. Böyle dost yüzlü, mütevekkil, huzurlu insanlar daha çok olsa. Adeta şifacı gibiler onlar. "İnsan insana şifadır "diye boşuna söylememişler. Ekranları açtığımızda, Küba'ya kaçmış, ortalığı karıştırmış, yalanlar yazmış, insanları korkutmuş, hapis tehditleri ile endişeler saçmış, çok zengin olmuş korkunç insanları dinlemekteyiz. Ya da okumaktayız. Bu karanlık insanlardan ne kadar korkmaktayız. Çok şık giyinseler, Güzel ve genç, sağlıklı, bakımlı yüzleri de olsa. Şatolarından yükselen acı çekenlerin çığlıklarını duymaktayız. Nasıl bir işkence severliktir ki bu. Korku saçarak köşeleri dönmüş. Utanmayı da unutmuşlardır. Çıkıp uluorta insanları korkutmaya devam ederek neler yaptıklarını anlatmaktadırlar. Huzurumuzu kaçırmaktadırlar. Böyle hayatı travmalarla kâbusa dönmüş bir anne anlattı. Oğlu, kiraladığı