Dolunay ve dostları

Aralarında bir ilişki bulunmakta bu ikisinin. Hatta üçünün. Yok, daha fazlası. Bu dördünün arasında bir sır bulunmakta. Hatta beşinin. Benim bilmediğim daha fazlasının aralarındaki sırra henüz vakıf değilim. Dolunaydan bahsediyorum. Denizle arasındaki ilişki çok bariz. O köşesinden çıkmadan etrafı aydınlatırken. Denizin dalgalarında bir hareket olmakta. Kendisine çeki düzen vermekte. Munisleşmekte. Minik dalgalar gürültü çıkarmaktan çekinircesine sesini alçaltmakta. Dolunayın gökyüzünden denize ve sahile kurduğu ışıktan merdivene bir serenat tutturmakta. Tam tepeye geldiğinde selamlarını iletmekte. O efsunlu ışıkla, dalgaların raksı. Bulutlarla da aralarındaki ilişki müthiş. Gökyüzü nefesini tutmakta. İrili ufaklı bulutları bir telaş almakta. Sanki ulu kadınlar gibi çarçabuk etrafı düzeltmekteler. pushfn('ads'); Kenarda kıyıda eksik bir şey kalmaması için uğraşmaktalar. Hava kapalı olduğunda dahi bu hazırlık hissedilmekte. Ufak kandiller gibi gökyüzünde küçük ışıkları ile bu şölene katılan yıldızlar. Onların yüzünden okunan hayret buradan dahi gözükmekte. Kendilerinden çok parlak dolunayın kırmızı, sarı, turuncu ışığını birbirlerine göstermekteler. Kendi küçük kandillerinin yanındaki bu görkemi durup hayranlıkla izlemekteler. Fakat asıl ilişki yatsı ezanlarında. Tam ezanlar başlarken dolunayın gökyüzüne teşrifi. Yakamozlar eşliğinde minarelerin ritim tutması. Balıklar, onları unuttuğumu sanmasın. Gecenin karanlığını gümüşi aydınlığa çeviren yakamozları izlemeye çıkmışlar. Yanlarına yaklaşan köpeğe av olabilecekleri akıllarından bile geçmiyor. Ne var ki köpek de dolunaya hürmetten dokunmuyor balıklara. Son kare müthişti. O tatil beldesinde tavernaların, campinglerin, meyhanelerin arasında. Hatta o sahil mescidini ağlata ağlata duvarına oturup, alkol alan gençlerin dolunaya hürmetten uzak cahilliğine inat. pushfn('ads'); O müthiş sahne. Yakamozların denizin üzerinde ışıktan