İki bakıp bir göremeyince...

Evet; Risale-i Nur talebelerinin, baştaki iki göz gibi iki bakıp bir görmesi gerektiği Risalelerde geçen bir tesbittir.

Yani onlar, içtimaî ve siyasî hadiselere Nur'un beyanat ve tenvirleri zaviyesinden bakamadıkları ölçüde din, vatan ve millet zarar görmüş; meşveret, hürriyet ve demokrasi yolunda ilerleme yerine gerileme olmuştur.

Dünya gidişatı, İslâmiyet ve insaniyet adına esef verici.

İnsanlık âleminde hakikat arayıcılarına ve doğru İslâmiyeti yaşama ve yayma gayreti içinde olanlara inad; hakikatın perdelenmesine ve İslâmiyetin yanlış gösterilmesine kasten ve planlı olarak çalışılıyor.

Hem de, her milletin ileri gelenleri, mevki-makam-sermaye sahipleri, iktidar hırsından divane olmuş yöneticileri, fitnelere âlet olmada başrolde görünüyorlar. İslâm ülkelerinde, dünyayı kuşatan bu fitnelere karşı Müslümanca ve iman şuuruyla mukabele edilemiyor, inisiyatif kullanılamıyor.

Ahirzamanın en büyük fitnesi Deccalizm-Süfyanizmdir.

Mü'min ve Müslüman olarak, kulağımızı ve kalbimizi açık tutarsak, âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler, fitnelerin mahiyetini ortaya koymuşlardır.

İşte sayısını bilemediğimiz hadis-i şeriflerden sadece iki tanesi:

"Din; dünya menfaatine alet edilince, fitneler zuhur eder."

"Fitneler artmadıkça, kıyamet kopmaz."

Maraşlı merhum Âşık Hüdaî ne güzel demiş:

"Faydası olmayan bahardan, yazdan, yüce dağ başının kışı makbuldür.

Cahilin yaptığı sözden sohbetten; âlimin hayali, düşü makbuldür."

Hele bir âlim ki; sözü, izi ve yazısı hep Kur'ânî ve Peygamberî olsa...

Hele bir âlim ki; bize "hayal ve düş" gibi gelen beyanları bile hakikatın ta kendisi olsa...

Hele bir âlim ki, siyaset ve içtimaîyat üzerine yazdıkları da, istikbâle ait beyanları da, düş ve hayalden uzak hakikatler olsa...

Ahirzaman müceddidi ve Kur'an müfessiri olan bu âlimin beyanları ışığında neşriyat yapan bir gazetemiz var ki; herkes bu gazeteyi tanıyıp okumasa da, bu gazete herkesi ve her kesimi okuyor. Herkesi anlamaya, yardımcı olmaya çalışıyor. Toplumun her kesimine; zenginlere, fakirlere, çocuklara, gençlere, ihtiyarlara, hastalara, musîbetzedelere, ilim ve irfan ehline, akademisyenlere ve siyasetçilere, hülâsa herkese ayrı ayrı manevî ve fikrî reçeteler sunuyor.