Türk usulü futbol!

Zamanında Beşiktaş'ın İngiliz teknik direktörü Gordon Milne'e sormuştum; bizim insanımızın özyapısı hakkında ne düşünüyorsunuz Yanıtı ilginçti: "Trafikte nasılsanız, futbolda da öylesiniz." Yanıtı biraz açmasını rica ettiğimde "ataksınız, acelecisiniz, sabırsızsınız. Trafikte kurallara, maçta da taktiğe uymuyorsunuz."Bu kısa söyleşiden sonra kendimce Türk usulü" futbolun adını koymuştum. Sabırsız ve kuralsız futbol... O günlerde yabancı oyuncu sayısının üç ile sınırlı olduğunu düşünürsek bize özgü bir futboldan söz edilebilirdi. Godon Milne'in saptamasıYabancı oyuncular da çoğunlukla Latin dünyasından gelip bizim özyapımıza uygun, topla becerisi yüksek oyunculardan seçilirdi. Gordon Milne bu gözlemi sonucu takımın başarısının taktik olgunluktan değil de koşu temposunun yüksekliğine bağlı olabileceğini saptamıştı. Haftanın birkaç günü Fulya'da izlemeye gittiğim antrenmanların ortalama süresi 2,5 saatti. Mustafa Denizli ne demiştiSonraki yıllarda bu kez Mustafa Denizli ile bir sohbetimizde "neden bir Türk ekolünden söz edemiyoruz ya da bu konuda bir çabamız yok" şeklinde bir soru yönelttiğimde hocanın verdiği yanıt da ilginçti: "Bu kadar çok yabancının oynadığı bir ligde Türk ekolünden nasıl söz edebiliriz"O günlerde de yanılmıyorsam yabancı sayısı beşti. Türk oyuncuların sayısı yabancılardan daha fazlaydı. Bugün artık başlangıç 11'lerinde sadece üç yerli oyuncu görev verildiğine göre artık Türk usulü futboldan söz etmek doğru olmaz!