Sistem mi yoksa futbolcu mu

Hiç kuşku yok ki futbola ilişkin sistemler ya da değişik uygulamalar dünyanın her yerinde tartışma konusudur. Ancak sistemin futboldaki belirleyici unsur olarak görülmesi bize özgü bir yaklaşım olsa gerek. Aslında her şeyi belirleyen, uygulanılacak sistemin ne olması gerektiğinin somut hale gelmesi eldeki futbolcuların yapısal özellikleriyle ilgilidir. İyi teknik direktörler körü körüne belirlediği sisteme bağlı kalanlar değil, elindeki futbolcuların neleri yapabileceğinin ayırtına varanlardır.Çünkü biliniyor ki hangi sistemi seçerseniz seçin önemli olan "alan ve zaman" kavramlarıdır. Yani savunmada alanı rakibe daraltmak, zaman bırakmamak, hücumda da kendinize geniş alan yaratırken, gerekli zamanı da bulabilmek... Alan ve zamanını önemiBugünkü koşullarda ülkemizin kaliteli, adı büyük futbolcuya çıkmış oyuncular peşine koşmaktansa yapılması gereken "alan ve zaman" kavramlarının ne anlattığını içselleştirmektir. Eğer böyle bir kültürel birikim yaratabilinirse o zaman hem atak da hem de savunmada sayısal üstünlüğü ele geçirilir. Futboldaki onca uğraşın temelinde yatan gerçeklerden biri de budur; alanın her yerinde sayısal üstünlük sağlamakEn ilkel sistem olan 1-9'dan bugüne futbol sürekli savunmaya doğru birikim yaptı. Bugün gelinen noktada belki savunmada üçlü ya da dörtlü dizilişler üzerine oturtulur savunma kurguları. Ancak top rakibe geçtiğinde bütün takımın savunmaya geçmesi neredeyse Total Futbol'un ortaya çıkmasından beri biliniyor. Jesus ile İsmael'in farkı Bu sezon Fenerbahçe ve Beşiktaş Total Futbol'un günümüze uyarlanışı konusunda iki farklı uygulamasını gösterdi bize. Valerien İsmael sistemi öne çıkartırken Jorge Jesus oyuncuları üzerinden sistemi parlatmaya çalışıyor.İki hoca da, oyunu kendi alanlarından kuran takımlara karşı baskı uygulamayı öncelikli kıldı. Rakip