Kime ve neye göre transfer(2)

"Güven zenginlik yaratır" diye bir söz son günlerde belleğime takılıp kaldı. Sadece insanlar arasındaki ilişkilerde değil futbol takımlarını oluştururken takımın tüm unsurlarının birbirlerine güvenmesi başarının temel unsurlarından biri olsa gerek. Özellikle transferler bittikten sonra oyuncuların" iyi ki bu kulübe geldim" diyebilecek bir ortamda kendini bulması, transferlerin yerli yerine oturmasının belirtisidir.İnsanları birbirine bağlayan temel çizgi nedir diye sorulduğunda çoğunlukla "sevgi" karşılığı verilir. Evet, bazı özel durumlarda bu yaklaşım doğru olabilir ama çoğunlukla sorunun yanıtı "güven" olarak bilinir. Güven, duygularla sarmalanmış(sevgi de bu duyguların içindedir) alışılageldik karşılıklı hissiyattır.Güven fedakarlığa da yol açarİnsanlar iletişim ve dayanışma ilişkisine girdiğinde güven gelişir ve yavaş yavaş birbirlerine bel bağlayabileceklerini öğrenirler. Güven duygusu geliştikçe ortak amaç için yola çıkmış insanlar zaman içerisinde sadece işbirliği yapmakla yetinmeyip birbirleri için fedakarlıkta bulunmak da isterler.Bazı oyuncular vardır ki çoğunlukla transfer dönemlerinin gözdeleri değildir ancak fedakarlığın tam da merkezindedirler. Sözgelimi Beşiktaş'ta Necip Uysal, Trabzonspor'da ise Dorukhan Toköz ve Siopis. Bu oyuncular savunma ve hücum arasındaki fiziksel alanın tam da kavşağında bulunurlar. Yani takımı birbirine bağlayan, yapıştıran unsurlardırlar.Takımda yaratılan güven duygusu sürtünmeyi ve sevgi işlemlerinin maliyetini azaltır. Bu durumda oyuncular daha esnek ve daha kenetlenmiş bir durumda hareket edebilirler. Yukarıda