Dünya kupası nostaljisi

Şu günlerde Katar'da oynanmakta olan Dünya Futbol Şampiyonası'nı on binlerce insan stadyumlarda, milyarlarca insan ise televizyonlarından izlemektedir. Üstelik bu sayılar her geçen yıl daha da artmaktadır. Dünyanın en büyük yıldızları yuvarlanan topun peşine koşmakta, izleyenleri eğlence ötesinde türlü nostaljik duygulara taşımaktadır Dünya Kupası. Televizyondan dünya yıldızlarını izleyen çoğu taraftar bu oyunun büyüsüne ne zaman ve nasıl kapıldıklarını bilmeden güzel oyunu seviyorlar. Bu taraftarların içinde çocukken oynadıkları futbolu biraz ileri aşamaya taşıdıklarında, futbolun ne kadar zor olduğunu, yüksek düzeyde çaba ve fiziksel güç gerektirdiğini anlayıp sporun ya da hayatın başka alanlarına yönelseler de akıllarında hep güzel oyun kalmıştır. Sahada olan, sahada kalırFİFA'nın her Dünya Kupası'nda "saygı" ve "dürüst oyun" ilkelerini öne çıkartması çabasına karşın oyunun doğasından kaynaklanan sertlikler, fauller hatta tacizler ve kabadayılıklara karşın, giderek bir galibiyetten sonra aşırı kibre kapılmamak ve bir yenilgiden sonra toparlanıp karşı takımdaki oyuncularla el sıkışmak futbolun düsturlarından biri haline gelmiştir artık. Katar'da bugüne değin oynanan grup maçlarında bunu görmek futbolun tüm dünyadaki geleceği için umut verici. Nede olsa "sahada olan, sahada kalır."Kuşkusuz, Dünya Kupası Finalleri futbolun dünyadaki tüm renklerini bir araya getiren dünyanın en büyük futbol organizasyonu. Oynanan maçlara baktığınızda belki Meksika'da düzenlenen 1970 Dünya kupasında Brezilya kaptanı Carlos Alberto'nun attığı ve bugüne değin atılan "en güzel takım golü"