Metin Tükenmez

Fanatik

Dokunmatik futbol

Katar'daki Dünya Kupası maçlarından önceki günlerin birinde, futbolun artık dokunmalara kadar indiğine ilişkin bir yazı yazmıştım. Hatta o yazıda, maddenin en küçük parçası olarak atomun bilindiği ama artık atomunda parçalanabilip atom altı zerreciklerin olduğundan söz etmiştim. Kuantum, kuark ve süper sicim kuramı ile atom altı parçacıklar anlatıl

Dünya kupası nostaljisi

Şu günlerde Katar'da oynanmakta olan Dünya Futbol Şampiyonası'nı on binlerce insan stadyumlarda, milyarlarca insan ise televizyonlarından izlemektedir. Üstelik bu sayılar her geçen yıl daha da artmaktadır. Dünyanın en büyük yıldızları yuvarlanan topun peşine koşmakta, izleyenleri eğlence ötesinde türlü nostaljik duygulara taşımaktadır Dünya Kupası.

"Futbolun güzellik yarışması"

Yakın bir zaman önce sonsuzluğa yolcu ettiğimiz meslek büyüğümüz Halit Kıvanç Dünya Kupası finallerini böyle nitelendirirdi. 32 ülke yaklaşık bir ay boyunca geleneklerini, göreneklerini yarıştırırken aynı zamanda sosyolojik, ekonomik, ahlaki ve psikolojik değerlerini de ortaya koyarlar. Bir yuvarlak topun peşinde koşan onca insanın yanı sıra milyar

Sistem mi yoksa futbolcu mu

Hiç kuşku yok ki futbola ilişkin sistemler ya da değişik uygulamalar dünyanın her yerinde tartışma konusudur. Ancak sistemin futboldaki belirleyici unsur olarak görülmesi bize özgü bir yaklaşım olsa gerek. Aslında her şeyi belirleyen, uygulanılacak sistemin ne olması gerektiğinin somut hale gelmesi eldeki futbolcuların yapısal özellikleriyle ilgili

Beşiktaş'ın temel sorunu İsmael mi

Fransız teknik direktör Valerien İsmael'in, Beşiktaş'ın başında ilk çıktığı karşılaşma Trabzonspor maçıydı. O günlerde şampiyonluğa emin adımlarla yürüyen Trabzonspor karşısında Beşiktaş'ın ortaya koyduğu futbol sadece Beşiktaş yandaşlarını değil bütün futbolseverleri heyecanlandırmıştı.Futbola ilişkin düşüncelerinde genel olarak temkinli kararlar

Okan Buruk gönülleri burdu

Teknik direktörlerin maç sonunda yayıncı kuruluşa konuşmalarının doğru olmadığını uzun zamandan beri düşünmekteyim. Henüz fizyolojik olarak normale dönemeyen, maçını stres ve gerilimini üzerinden atamayan teknik direktörler son söylemeleri gerekeni en başta söyleyerek saçmalıyorlar neredeyse. Oysa bir süre sonra basın mensuplarının karşısına çıkıyo

Beşiktaş'ta neler oluyor

Geçen sezonun ortaları sayılabilecek bir dönemde Beşiktaş'ın başına geçen teknik direktör Valerien İsmael, ilk karşılaşması olan Trabzonspor maçında takımına öylesine görkemli bir futbol oynattı ki, neredeyse şaşırdık kaldık! Demek ki bu topraklarda da böylesine hoşluk yaratan bir futbol oynanabiliyormuşSonraki haftalarda o futbolu arayıp durduk, b

Jesus ve İsmael olmaya gerek var mı

Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin ligde oynadığı önceki karşılaşmalara bakarak hepimiz izlenmesi hoşluk yaratacak bir futbol beklentisi içine girdik. Bu iki takımın oyunu adeta çölde bir vaha olarak bizim futbola duyduğumuz susuzluğumuzu giderecekti. Futbol dünyasının beklentisi bu yöndeydi.Ancak izlenebilir bir futbol söz konusu olduğunda "dağ fare doğur

Adnan Polat'ın mirası

Beşiktaş'ın stadında oynanacak Fenerbahçe derbisine konuk takımın taraftarları alınmayacak. Büyük olasılıkla İl Güvenlik Kurulu toplantısından çıktı bu sonuç. Bilindiği gibi büyük takımların maçlarına rakip takım seyircisinin alınmaması fikri Adnan Polat'tan çıkmıştı.Özhan Canaydın yönetiminde başkan yardımcısı ve yanlış anımsamıyorsam aynı zamanda

Sor gazeteci sor

Ulusal takımımız Faroe Adaları'na yenildikten sonra bir gazeteci arkadaşımızın teknik direktör Stefan Kuntz'a "ayrılık var mı" diye sormuş. Alman hocanın verdiği yanıt ise şöyle: "Hocayı değiştirmekle gerçekler değişmez." Tam da gazetecinin istediği gibi bir yanıt... Çünkü bir soru yeni bir soruya yol açmıştır. O soru da şudur: "Nedir Türkiye'nin g