Burası Türkiye buradan çıkış yok!

Elimizde gerçekleri tüm açıklığıyla yazan çok az sayıda TV ve gazete kalmışken, ülkem de yaşananları öğrenme imkanımız neredeyse kalmadı. Gündüz belli başlı gazeteler, akşam olunca da kalan birkaç kanalı izleyerek ülkede yaşanan gerçekleri ancak öğrenebiliyoruz. Artık ülkede her şey gizli. Zaten kalan birkaç yayın organı da, her an "RTÜK" tarafından susturulabilir!Halkın içinde bulunduğu yokluk ve yoksulluklara karşın, bunlar yaşanmıyormuş gibi devamlı -ecek -acak'lı cümleler kullanılarak pembe tablo çiziliyor. Artık şu bir gerçek ki, yönetim kontrolü kaybettiği için büyük şaşkınlık içinde.Halkı unuttular; Tüm uğraşları ne yaparız da seçimi kazanırız Amaç, koşullar ne olursa olsun yeniden iktidar olmak.OLAMAYACAKSINIZ!!!Bunun imkansız olduğunu, sizler de biliyorsunuz. Çünkü deniz kurudu.İktidar kanadının en büyük şaşkınlığı ve giderek gerginleşmelerinin nedeni de, karşılarında kenetlenmiş "Altılı Masa" 'nın varlığı.Yani bu "Altılı Masa" öyle bir birliktelik ki, hani halk arasında derler ya "top atsan yıkılmaz". Aynen öyle. Bir nevi "Demokrasi Masası". Hepsi birbirinden değerli genel başkanlar, bir araya gelip Ant içtiler ve "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" dediler. Parti ideolojilerini bir kenara koyarak 'Her şey Demokratik Türkiye için..' diyerek yola çıktılar.Cumhur ittifakı ise ne yaparız da bu birlikteliği ayrıştırırızın hesabını yapıyor ama boşunaSayın Erdoğan; İktidarda olduğunuz ilk on yıl, etrafınızda çok güçlü siyasi yol arkadaşlarınız ve son derece donanımlı kadrolar vardı. Bugün ne o yol arkadaşlarınız, ne de o donanımlı kadrolar var.Demokrasi masasındaki genel başkanlar Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Akşener, Sayın Davutoğlu, Sayın Babacan, Sayın Karamollaoğlu ve Sayın Uysal son derece donanımlı liderler. Ve öyle güçlü kadrolar oluşturmuşlar ki, onları dinleyince geleceğe yönelik umutlarımız güçleniyor. Bu kadrolar, Türkiye'nin gelecekte tüm sorunlarını kısa sürede çözecek yetenekteler.Sayın Erdoğan; Yerinizde olsam, o kadroları ekranlara çıkacakları zaman izlerim.Demokrasi mahallemizin siyasileri; TV ve kanallarda programa çıkan değerli uzmanlarla, kendinizi ölçerek konuşun. Karşı mahallenin eline koz vermeyelim.Bunu neden söylüyorum Geçen gün bizim mahallenin özenle izlediği kanallardan olan Tele 1'de, program yapımcısının konuşmacı olarak davet ettiği Deva Partisi sözcüsü Sayın İdris Şahin'le yaptığı söyleşide kendisinden son derece doyurucu cevaplar aldı. Programın devamında, program sunucusu öyle bir ruh hali içindeydi ki kendi düşüncelerini Sayın Şahin'e söyletmek ister gibiydi. "Altılı masa, mutlak kendi içinden bir aday çıkarmalı. Eğer kendi içinden bir aday çıkarmaz ise, seçmenin güvenini kaybedecek.." diyor ve sık sık sayın Kılıçdaroğlu'nun adını dile getiriyordu. Sayın Şahin büyük bir olgunlukla, o denli donanımlı ki çeşitli örneklerle bu soruları cevaplıyordu. Sunucu verilen cevaplar karşısında sadece beğenilerini dile getiriyor, ancak istediği cevabı alamadığı için de ekranda yüzünü buruşturuyordu.Sayın sunucu; siz program yöneticisi olarak, kendi düşündüğünüzü konuk konuşmacıya empoze edemezsiniz. Sayın İdris Şahin bu davranışınızı çok iyi anladığı halde, yine de hiçbir şey olmamış gibi davranıp büyük olgunlukla size cevap verdi. Ve sizin bu davranışınız, kimsenin gözünden kaçmadı. Yüzlerce kişi bu olumsuzluğu birbirleriyle paylaşıp, bu arkadaş ne yapmak istiyor diyerek kızgınlıklarını dile getirdiler.Değerli Okurlar; Demokrasiye gönül vermiş, bizim mahallenin sakinleri tarafından HALK TV'de keyifle izlenen bir program birden bire yayından kaldırıldı. İzleyiciler, Anadolu deyimi ile "Buz gibi olduk"dediler. Hayırdır, ne oldu da program kaldırıldı Yoksa, program yapımcıları yaptıkları konuşmalar ile güçlü bir dayının ayağına mı bastılar sorusu ortada kaldıKaldırılan program, Levent Gültekin ve Murat Sabuncu'nun birlikte hazırlayıp sundukları bir programdı. İki yıla yakın bir süredir devam ediyor ve çevreden öğreniyorum ki sadece bizim mahalle değil, karşı mahalle (AKP) tarafından da ilgi ile izleniyormuş.Sayın Levent Gültekin, 30 yıl karşı mahallede bulunmuş ve o kültürle yoğrulmuş bir insan. 30 yıl sonra kendine geldiğinde içinde bulunduğu bu mahallenin, ciddi defoları olduğunu ve gelecek Türkiyesi için burada durmanın büyük hata olacağını düşünerek mahalleden ayrılmış bir gazeteci. Laik, Demokratik, Sosyal Hukuk Devleti için çalışmak üzere bizim mahalleye taşınmıştır. Bir şeyi önemle vurgulamak isterim ki referandum