Günlerden aşure

Aşure günleri Ne vakit bu hüzün günleri gelse yüreğime tarifsiz ve derin bir yeis gelip oturur. Hem Kerbela olayını yeni baştan hatırlar hem de çocukluk yıllarıma geri dönerim. Şu an tarih olmuş çocukluğumun mahallesine gider hasret gideririm. Malatya'nın, su kanallarının içinden dolandığı en güzel mahallesiydi. Geniş bahçeli, kırmızı kiremitten çatılarıyla zümrütten yeşilin içinde kaybolan müstakil evlerinde çok farklı bir güzellik ve huzur vardı. Aşure günleri geldiğinde günlerce aşure yerdik. Hemen her gün bir evden pişen ve bütün mahalleye dağıtılan aşureye doyardık âdeta. Peki mesele neydi Samimiyet, birlik ve beraberlik, huzur, ehlibeyt sevgisi, Kerbela hüznü ve elbette muhteşem komşuluk ilişkileriydi. Rahmetli annemin, az ötede oturan teyzemin, annemin akrabalarının ve diğer komşuların bu dinî ritüeli, bir sosyal geleneğe de dönüşen bu Aşure günlerini bu kadar ciddiye almalarının altında saf ve samimi Müslüman oluşları yatıyordu elbette. Annemin yaptığı aşureyi hiç kimse yapamazdı. Annemin kız kardeşi Esma teyzem mutlaka aşurenin altını yakar yanık kokusu alırdınız, Süheyla Teyze şekeri tutturamazdı, Rahime Teyze kıvam veremezdi, Ayşe Teyze üzerine fıstık, ceviz vs koymazdı. Ama rahmetli annem açık ara en güzel aşureyi yapardı. Sütlaç ve tepside kadayıfı da kimseler onun gibi yapamazdı. Bayramlarda bütün evlere tepsi tepsi ev baklavası açan Süheyla Teyze de bir baklava ustasıydı En güzel yemek ve tatlı hangi evde pişirilir, yapılır biliyorduk biz çocuklar! Bunun anlamı şuydu. Haneden haneye gidip gelen lezzet tabakları sonsuza kadar sürerdi de ondan. Okul arkadaşım Türkan'ın annesinin nar gibi pişirdiği ev ekmeğinin tadını ve kokusunu hiç unutamadım Emine Teyze'nin kek ve kurabiyeleri, Hanım Teyze'nin börekleri Bir de özellikle annemin bir alışkanlığı vardı. Mahallede tek başına yaşayan ve yaşı seksenlerde olan Ümmühan Nine'ye her öğün yemek gönderirdi ve bu görev de benimdi. Üç ev ötedeki bu metruk eve her girdiğimde yoksulluğun tavanlarına kadar sindiği bir görüntünün yanında rutubetin ve küf kokusunun genzi yakan kokusunu alır derin hüzünlere dalardım. İlk defa yaşlanmaktan o vakitlerde korkmuş tefekkür etmiştim. Bu evin kapısı hiç kapatılmazdı zira komşular kendi aralarında bu teyzeyi idare ediyorlardı. Ümmühan Teyze'nin