Suikast, savaş ve barış...

Kuzey komşularımızın savaşı bugün itibarıyla ilk ve umarım son altı ayını geride bıraktı. Ukrayna ciddi şekilde hırpalandı, Rusya'nın ise göründüğü kadar güçlü olmadığı ortaya çıktı. Hepsinden önemlisi insanlar öldü, yaşamlar yıkıldı, milyonlarcası yerinden, yurdundan oldu. Dünyanın geri kalanı da savaştan köklü bir şekilde etkilendi.Enerji, tahıl, gübre, taşımacılık, daha doğrusu her şeyin fiyatı arttı, Avrupa'dan Afrika'ya oradan da Asya'ya yoksullar daha da yoksullaştı. Buğday, mısır bulunamaz hale geldi. Savaştan ne Ukrayna ne de Rusya kârlı çıktı. Maddi anlamda kârlı çıkan petrol ve gaz üreten şirketler ve ülkeler oldu. Sonra da muhtemelen silah satanlar.İngiltere, Fransa ve Amerika basınına bakarsanız Türkiye de savaşın kâr edenleri arasında yer aldı. Gerçekten de taraf yerine tavır seçerek, ilke benimseyerek, çatışma ve sorun çözümüne ağırlık vererek, bir de kendini yaptırım histerisine kaptırmayarak Türkiye kâr etmediyse bile görece daha az zarar etti. Stratejik otonomisinin değerini görmek isteyenlere gösterdi.Tahıl krizinin aşılmasında, ateşkes çabalarının şekillenmesinde, Karadeniz-Akdeniz dengesinin korunmasında aktif rol oynadı. Geçtiğimiz hafta yapılan Ukrayna ziyaretinden anlaşıldığı kadarıyla da Türkiye çözüm çabalarını desteklemeye, Mart ayında İstanbul'da yapılan görüşmelerde ortaya konan formülü hayata geçirmek için çalışmaya devam edecek.Ama aslında savaştan her anlamda en kârlı çıkan ülke Amerika oldu. Savaş, Avrupa kıtasının neredeyse bir bütün olarak kendisine biat etmesini, ordu ve otonomi tartışmalarının sona ermesini, NATO'nun şemsiye güvenlik örgütü olarak tescil edilmesini sağladı. Yaptırımları çok etkili olamasa da temin ettiği silahlar ve muhtelif destekle Rusya'yı zorladı.Finlandiya ve İsveç gibi tarafsızlıkları tescilli ülkeler NATO'dan üyelik, daha doğrusu Amerika'dan stratejik sığınma talebinde bulundu. Almanya Rusya'dan koparıldı, milyarlarca Euro'ya mal olan bir gaz hattı açılmadan kapandı, diğeri ise işlevsiz hale geldi. Yaptırımlar ve karşı yaptırımlar sayesinde enerji bağımlılığı ilişkisi tam da Scholz'a Şubat başındaki Washington ziyareti sırasında Biden'ın tebliğ ettiği gibi kopartıldı.Kısacası Amerika savaşın bedelini Avrupa'ya ödetti. Ukrayna mültecilerden silahlanmanın masrafına, enerji tasarrufundan soğuk geçecek kışlara ve düşecek üretim kapasitelerine kadar yük ABD'nin değil AB'nin üstüne bindi. Görünen o ki binmeye de devam edecek, enerji paylaşımı için geliştirilen formüller AB içi sorunların büyümesine yol açacak.Nükleer santral kazası yaşanırsa da, silah ve malzeme sevkiyatı yüzünden savaş bölgeselleşirse