Bir sorun, iki de çözüm önerisi

Ukrayna'daki savaş sadece Ukrayna ve Rusya'yı değil tüm dünyayı etkiledi. Biz de dahil pek çok ülke savaştan, savaşı başlatan Rusya'ya karşı uygulamaya konan yaptırımlardan, Rusya'nın savaşı kendi lehine çevirmek için aldığı tedbirlerden zarar gördü. Enerji fiyatlarında astronomik artışlar yaşandı, tahıl ve yağlı tohumlar tedarikinde sıkıntılar başladı. Mısır, Sudan, Afganistan gibi ülkelerde çok yakında açlık, isyan ve istikrarsızlık baş göstereceği, yerel düzeyde alınan tedbirlerle sorunun çözümünün sağlanamayacağı söyleniyor.Rusya'nın dünya tahıl ihracının, başka bir deyişle ihtiyacının yüzde 13'ünü, Ukrayna'nınsa yüzde 8.5'ini karşıladığı dikkate alındığında, mesela Mısır'ın tüketiminin yüzde 80'ini bu ülkelerden temin ettiği düşünüldüğünde sorunun büyüklüğü sanırım anlaşılır. Yapılması gereken doğal olarak savaşın bitirilmesi, tarafların uzlaşması, hatta ondan önce Türkiye'nin de içinde yer aldığı diplomatik inisiyatifin ivme kazanarak hayata geçmesi ve kuzeyden güneye sevkiyatı sağlayacak tahıl koridorunun bir an önce açılmasıdır.Ama görünen o ki, ne savaşın kısa bir süre içinde bitip tarafların uzlaşması, ne de yakın bir gelecekte tahıl koridorunun açılması mümkün. AB ve ABD Rusya'nın taleplerine sıcak bakmıyor, Rusya da Ukrayna buğdayının, Ayçiçek yağının dünya pazarlarına ulaşmasını engelliyor. Yapılan hesaplamalara göre de bu ürünlerin kara ya da demiryoluyla taşınması, diyelim ki Romanya'nın Köstence limanına ulaştırılması maliyet ve taşıma kapasitesine takılıyor.Polonya ya da başka bir komşu ülke üstünden taşınma da dengeleri değiştirecek, görece yoksul ülkelerin gıda tedariki sorununu çözmeye yetecek gibi görünmüyor. Foreign Affairs'in web sayfasına katkıda bulunan iki yazıda ise bize iki farklı çözüm yolu öneriliyor. Washington'un güçlü düşünce kuruluşu CSIS'ten Mark Cancian'un yazısı -imkansızlıkları itiraf etse de- Karadeniz'deki Rus blokajının kaldırılması için askeri güç kullanılmasını telkin ediyor. Fakat her nedense böylesi bir teşebbüsün dünya savaşına yol açabileceğini öngörmüyor.Montrö Sözleşmesi yüzünden Karadeniz'e çok büyük miktarda askeri güç kaydırılamayacağı için bu denizde olan Rus savaş gemi ve denizaltılarının cinslerini, yeteneklerini, silah sistemlerini sıralayıp ona karşılık verebilecek ama Montrö'yü ihlal etmeyecek İngiliz ve Amerikan savaş gemilerinin cinslerini, silahlarını sayıyor. Kendisi Montrö'nün 21 gün kuralının da farkında ancak Karadeniz'de çıkacak bir çatışmanın nükleer savaşa dönme olasılığının ve NATO üyesi Türkiye'nin savaşa sürüklenmesi halinde kısıtlamaların kalkacağının belli ki farkında değil.Kim bilir belki de böylesi çok daha iyi. Cancian, bir de bu detayları bilse kesin savaş çıkartın der, dünya gıda krizini nükleer savaşla daha da derinleştirip, yoksul ülkelerin insanlarını