Özür dilerim...

20 Mayıs 2022 tarihli yazılarımdan birinin başlığı şöyle idi: "Hiçbir devlet 3 yılda çökmez...". Ve ben işte o yazımda... Çok büyük bir hata yapmışım... "Yapmışım" diyorum çünkü... Değerli okurlardan Osman Nişli uyarınca fark ettim... Yanlışım ne miydi.. 2. Abdülhamit'in 2. Meşrutiyeti ilân ettiği yıl (1908): Askeri bir darbe ile tahttan indirildiğini yazmak... Öncelikle bu büyük dalgınlığım için özür dilemeliyim... "Dalgınlığım" diyorum çünkü o hatayı: "Yanlış" bildiğim için değil... Yazıyı yazarken kafamın bir yerinde belli ki: 2. Meşruiyetin ilânı varmış... Yoksa... İkinci Meşruiyetin de yine 2. Abdülhamit tarafından ilân edildiğini kendi adımdan emin olduğum kadar emin olduğum halde... Böylesine büyük bir yanlış yapabilir miydim.. Kaldı ki, "Harputlu Azize" isimli romanımda... İlerleyen yıllarda Balkan Savaşı'na yol açacak gelişmeleri: Sezgileri ve öngörüşüyle engellemek için çabalayan 2. Abdülhamit'in... İttihat ve Terakki tarafından nasıl baskılandığını özellikle anlattığım halde... Rumî 31 Mart 1325 (Milâdî 13 Nisan 1909) Vakası... Tarihimizde en iyi bildiğim olaylardan biridir: Yani... İstanbul'daki "gerici ayaklanmayı" bastırma amacıyla harekete geçen 2. ve 3. orduların asıl amaçlarının Abdülhamit'i tahttan indirmek olduğunu en iyi bilenlerdenim... Yani canlarım... Yanlışım: Yanlış bildiğimden değil... Dalgınlığımdan... ÖRTÜN Kİ ÖLEYİM... Tamam arkadaş... 2. Abdülhamit'i 2. meşrutiyeti ilân ettiği yıl tahttan indirterek çok büyük hata yaptım... Kabul... Ve özür dilerim... Peki... Gelin bir de: Erdoğan'ın yaptığı yanlışlara bakalım... "Şaka gibi" diyeceğim ama "koskoca" cumhurbaşkanı "cahil şakası" yapmaz herhalde... Evet evet anladınız... Yine AKP Genel Başkanı'nın bir büyük ama affedilemez yanlışından söz edeceğim... "Mimar Sinan Süleymaniye Camiini bir yılda yaptı" dedi... O bilgiyi kim verdiyse hemen kovsun... Çünkü Süleymaniye 7 yılda inşa edildi... Ve çok daha vahimini söyledi Erdoğan: "2. Abdülhamit idam edildi...". Bir ülkenin cumhurbaşkanı... "Ulu Hakan" dediği ve peşinden gittiği bir Padişah'ın: Eceliyle (10 Şubat 1918. Beylerbeyi Sarayı) öldüğünü bilmiyor... "İdam edildi" diyorsa: Örtün ki öleyim... ALLAH NASİP ETSİN... "Karakteriniz Kaderinizdir" isimli harika kitabın yazarı Russel Gough şöyle diyor: "Doğru ve iyi olanı bilmek ile doğru ve iyi olanı yapmak arasındaki en önemli bağlantı; doğru ve iyi olanı yapacak bir karaktere sahip olmaktır...". Az gelişmiş ülke demokrasilerinin en büyük ve bir türlü çözüm bulunamayan handikabı: Siyasetçilerinin karakter fukaralığıdır... Kişiliksizliğidir... Bir "Bakan" düşünün... Yaptığı ya da yapacağı hiçbir işi sahiplenemiyor: "Sayın Başkan'ın talimatlarıyla" diye söze başlayıp... "Bu konudaki müjdeyi sayın Başkan verecek" diye bitiriyor... Buradaki sorun... O bakanın ya da bakanların... Bilgisizlikleri değil: Karaktersizlikleridir... Allah bütün az gelişmiş ülkelere sağlam karakterli yöneticiler nasip etsin: Âmin... DEVAMI MAHKEMEDE... Duydunuz mu.. Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklaması yetersizmiş... Bu saçma iddiayı ileri sürenler belli ki panik halinde... Yav efendiler!.. Daha ne açıklayacaktı Kemal Bey.. Vakıflar aracılığıyla ABD'ye para aktarılmış mı.. Aktarılmış... Paraların kaynağı biliniyor mu.. Hayır... Bu yapılan hem: "Siyasî ahlâk dışı...". Hem: "Yasa dışı" mı.. Evet... Haaaa... "Sadece