Bugün yine ne kadar da laiksiniz Abdullah Bey

Gazetesine konuşan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Din, siyasetin dışında olmalı" demiş. Kime dediğini anlamadım... Zira Gül, Türkiye'nin yakın tarihinde dini referanslarla siyaset yapan sembol isimlerdendir. Ortada gizli saklı bir durum da yok. Ben çocuktum, o Milli Görüş'ün liderliği almak için Erbakan'la yarışıyordu. Muhalefetin 2008 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Gül'ün adaylığına "Laikliğe tehdit bir siyasi profil" olduğunu söyleyerek karşı çıktığını, Cumhuriyet Mitingleri düzenlediğini de hepimiz hatırlıyoruz. Daha neler neler... Gül zamanla değişmiş, radikal görüşleri makulleşmiş, İngiltere'ye gide gele, liyakat nişanları ala ala Hanya'yı Konya'yı anlamış diyebilirsiniz. Bense 1995'te Guardian'a, "Bu cumhuriyet döneminin sonudur. Ankara nüfusunun yüzde 60'ı gecekondularda yaşıyorsa, laik sistem iflas etmiş demektir ve biz kesinlikle onu değiştirmek istiyoruz" diyen Gül'ün kafasına saksı düşmüş gibi farklı bir dil konuşmaya başlamasını daha ani bir şoka bağlıyorum. Eşi Hayrünnisa Gül'ün, kocası ikinci kez cumhurbaşkanı adayı gösterilmeyince, daha önce bu makamı altın tepsi içinde Gül'e sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı yaptığı "intifada" çağrılarını unuttuk mu Gül'ün daha düne kadar paranoyak bulduğu çevrelerin "Laiklik elden gidiyor" söylemine sarılacak kadar çıtayı düşürmesinin, ikinci kez cumhurbaşkanı adayı yapılmaması üzerine gelişen travmatik bir süreç olduğu ortada. Eskiden ne kadar samimiydi "dava arkadaşları" söylesin, ama bence şu an yaptığı şey yine takiye... Ve işi hiç kolay değil... Cumhurbaşkanı adayı olmak için çırpındığı Millet İttifakı'nın CHP'li seçmenine şirinlikler yapayım derken, her kalıba girecek kadar akışkan olduğunu, arkasından sürükleme iddiasında olduğu eski tabanının gözüne sokuyor. Üstelik alt etmek zorunda olduğu rakipleri