Nereye sevk ediliyorum

Her insan; tecrübe etmediği bir şeye karşı bir tedirginlik, cahillik ve hatta korku içinde olabilir.Dünyaya ait işlerde bunun böyle olduğunu biliriz. Ölüm ve ölümden sonrası da; insanların en büyük merakı, endişesi ve korkuları arasında yer almıştır. Allah'a imanı olan ya da olmayan herkesin; felsefe, psikoloji, sosyoloji, tıp gibi ilimlerin ve bilim dallarının da daima araştırdığı bir mesele olmuştur. Asrın tabibi ve mimarı Bediüzzaman Hazretleri; Kur'ân ve hadisler ışığında, insanın bu en büyük merakını ve korkusunu da ortadan kaldırmaktadır. İnsanın nereden gelip nereye gittiğini, buradaki vazifesinin ne olduğunu en kısa yoldan, en veciz ve âkil olan hiçbir aklın itiraz edemeyeceği şekilde izah ve ispat etmiştir. "Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun ve nereye sevk olunuyorsun" sorusunu tüm insanlık namına sorarak, meraklı ve tedirgin insanlığı şöyle müjdelemiştir: "Dünyanın bin sene mesudâne hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen cennet hayatının; ve o cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rü'yet-i cemâline mukabil gelmeyen bir Cemîl-i Zülcelâl'in daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun."1 İnsan evvelâ; nereden geldiğini, nereye gideceğini, buraya niçin getirildiğini, buradaki vazifelerini, buradan sonra nereye sevk edileceğini araştırmalı, bilmelidir. Bu soruları hallederse gerisi kolaylaşır. Bu takdirde hayatın anlamını ve sırlarını çözmeye başlamış, kendisindeki insanlık potansiyelini açığa çıkarmaya hazır ve muktedir, "insan-ı kâmil" olmaya namzettir demektir. İnsan "eşref-i mahlûkat" ve yaratılmışların en kıymetlisi olarak kendisine verilmiş sayısız nimetlerle; akıl, fikir, düşünce, organlar gibi donanımlarla bu soruların cevabını arayıp bulmadıysa kendine de, ona verilen kıymete de yazık etmiş demektir. Bu durum, insan olmak gibi en üst bir makamdan aşağılara düşmektir. Göklerde uçma kabiliyeti olan bir şahin ya da kartal neden yerde gezen tavuk olmayı tercih etsin ki Neden bir bitki gibi yaşayıp gitsin ki insan Kaldı ki, bitkinin dahi hayata bir hizmeti var, tesbihatı var. Hayvanların da öyle. İşte bu yüzden