Bir şarkıcı-star'dan fazlasıydı

Tina Turner, kadınların belki de en fazla sömürüye açık olduğu bir sektörde hayatta kalmayı başardı. Bununla da yetinmedi zirveye tırmandı. Onun hayat mücadelesi bugün de kadınlara ilham verecek kadar güçlü ve güncelTina Turner 83 yaşında, son yıllarını geçirdiği İsviçre'de, Zürih yakınlarındaki evinde uzun yıllar mücadele ettiği kansere bağlı nedenlerden hayatını kaybetti. ABD, Tennessee kırsalından İsviçre'ye çok uzun ve dönemeçli, virajlı, engebeli bir yol katetti. Yoksul bir ailede dünyaya gelen, eğitimsiz siyah bir kadın olarak beyazların dünyasını fethetti ve değiştirdi. Bütün bunları henüz ırkçılık ve kadın hakları gibi alanlarda yürütülen mücadele bugünkü aşamaya gelmeden çok önce, toplum bu konuda hâlâçok ilkel bir noktadayken yaptı. Kişisel hayatta kalma mücadelesi filmlere, şarkılara, kitaplara konu oldu.Bugün onu en fazla 1980'li ve '90'lı yıllardaki hit şarkıları, sahne performansı ve kendine has danslarıyla hatırlıyoruz şüphesizama Tina Turner bunların hepsinden fazlasıydı.Anne Mae Bullock, 1939'da Tennessee kırsalında doğdu. O çok küçükkenannesi evi terk etti. Bir süre sonra babasından da ayrı yaşamak zorunda kaldı. 1950'lerde Ike Turner ile tanıştı. Ike ve Tina olarak ünlendiler. Tina adını ona Ike verdi. Kariyeri de onunla başladı, hayatındaki şiddet süreci de. Ike ile 16 yıllık evliliği boyunca Tina Turner sahnelerde parlıyor ama bir yandan da devamlı şiddete maruz kalıyordu.1976'da artık dayanamadı ve ayrıldı. Beş parasızdı, kariyerine nasıl devam edeceğini bilmiyordu. Müzikte bir geleceği olup olmadığından dahi emin değildi. Budist olduğunu açıkladı. "Budizm bana iyi gelen tek şey oldu" dedi. Televizyonda yarışma programlarına çıktı, kabarelerde rol aldı. Geçinmek için her şeyi yaptı yani.1979'da menajer Roger Davies ile tanışması bir dönüm noktası oldu. 1984 tarihli "Private Dancer" onun için büyük bir sıçrama oldu. O yılı hatırlıyorum. Bu albümden şarkıların çalmadığı herhangi bir radyo yoktu yeryüzünde. "Private Dancer", "What's Love Got To Do With It", "I Can't Stand The Rain" pop tarihinin en büyük hit şarkıları arasında yer aldı. Dire Straits'ten Mark Knopfler ("Private Dancer"ın bestecisi aynı zamanda) David Bowie, Paul McCartney ve daha birçok isim destek oldular."Private Dancer", anlatılan hikâyeler ve onları anlatan kişi bakımından çok anlamlı bir yerde duruyordu. Gerçekti. Büyük ilgi çekti. 16 yıllık yıkıcı bir evlilik geçirmiş, şiddet görmüş, 45 yaşında yeniden doğmuştu. Albüm 10 milyon sattı, üç Grammy kazandı ve 20. YY'ın en büyük rock'n roll starlarından birini yarattı. Ike onu şarkıcı yapmış, sahneye çıkarmıştı. Ama Tina kendi emeğiyle, tırnaklarıyla kazıyarak star oldu. Ama en önemlisi "Private Dancer" albümüyle beyazların dünyasına en tepeden giriş yaptı.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6953872;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6953872;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarmehmet-tezbir-sarkici-stardan-fazlasiydi-6953872' });1986 yılında "Typical Male", "What You Get Is What You See", "Girls" (David Bowie ve Erdal Kızılçay'ın ortak bestesidir) gibi hit şarkıları içeren "Break Every Rule" çıktığında Rolling Stone dergisi onunla bir röportaj yapmış. Arşivi karıştırırken karşıma çıkan bu röportajdan alıntılar yapmak isterim. Onun star müzisyen hâlini bilen biliyor ama bu açıklamalarla sanırım aramızdan ayrılan bu efsane kişiliğin hayatını ve müziğinin arka planını daha iyi anlayabiliriz.Tina Turner anlatıyor(Yıl 1986. "Break Every Rule" albümü yeni çıkmış. Tina Turner artık dünyaca tanınmış bir stardır.)Her zaman bir evim olsun istedim. Küçük yaşta annem ve babam ayrıldı ve ben hep bu özlemle yaşadım. Sonunda anneme bir ev alabildim. Şimdi kardeşlerim, onların çocukları ve oğullarım orada buluşuyoruz.Ben kırsaldan geldim. Ailem basit insanlardı. Tarlalarda çalışıp hayal kuran bir kızdım. Soylu ya da önemli bir aile değil benim ailem. Ama öyle olsaydım, dertsiz tasasız olsaydım belki böyle şarkı söyleyemezdim. Duygularımı böyle dolu dolu haykıramazdım.İnsanlar bana köylü kadın diye bakıyor. Beni yeteri kadar klas bulmuyorlar. Bunubiliyorum. Ama bana saygı duyduklarını da biliyorum. Klas olduğum için değil, bulunduğum noktaya kendi başıma, çalışarak geldiğim için bana saygı duyuyorlar. Eğitimli siyahların saygısını kazanmayı daha fazla önemsiyorum.Çiftçiydik, tarlada çalışırdık. Kız kardeşimle bana her sezon yeni bir takım elbise alınırdı. Aç değildik ama nasıl söylesem, mesela öğretmenimizin çocukları gibi olmadığımızı bilirdik. Onlar eğitimli insanlardı. Ailem eğitimli değildi ama sağduyulu insanlardı. Kiliseye giderlerdi.Annem ilebabam birbirini sevmezdi. Devamlı kavga ederlerdi. Annem bizi alıp anneanneme kaçardı. Babam peşinden gelir onu ikna ederdi. Ben 10 yaşındayken evi terk etti. "Bu sefer gerçekten gitti" dedim. Çünkü bizi yanına almamıştı. Parası yoktu, bize bakamazdı.İnsanın annesi tarafından terk edilmesi çok kötü bir his. Ama ben hayatım boyunca her zaman yalnızdım. Tek başımaydım. Babamla da hiç yakın olmadık. İnsanlara dostça davranırdı ama bana karşı hep soğuktu. Sorun etmedim.Okulda sarışın bir kız vardı. Bütün erkekler onunla ilgileniyordu. Onun gibi görünmem gerektiğini düşünürdüm. İlk kez o zaman ırk farkını anladım. Kasabada oturmak için gidilen yerler vardı ama biz arka kapıyı kullanıyorduk. O yüzden sevmiyordum oraları. İkinci sınıf hissediyorduk. İstenmediğimizi anlıyorduk.Hayatım