Kurbanlık olma çilesi

Gönül hoşluğu için vermiş bizi Yaratan,

Yaşlı iki çınardan, doğmuş taze bir fidan!

Rahmet damlaları, çiselemiş üzerimize,

Şaşılacak bir şey yok, onun nazik işinde!

Bırakmış babamız; annemizle bizi vadiye,

Kervan geçmez, bitki bitmez ıssız bir yere!

Yırtıcıların cirit attığı korunmasız diyar,

Susuz, kimsesiz kalmışız vadide bizar!

Susamış, ağlamışız, annemizin kucağında,

Çileli annemiz, zavallı su arama telaşında!

Yedi gitmiş ve gelmiş, bulurum ümidiyle!

Bakmış, çağlar su, meleğin kazdığı yerde!

Korkmuş, tükenir diye, çevirmiş önünü,

Çok çekmiş çorak vadinin susuzluğunu!

"Dur deyip set yapmasaymış önünde,

"Akacakmış koskoca bir ırmak vadide!" (1)

Boynumuz kıldan ince dedik, sınandık,

Babamızın bıçağıyla boğazlanacaktık!

Çırak olduk, usta babamızın yanında,

Namaza durduk kutsal evin karşısında!

Temiz tutun evimi, dedi ziyaretçiler için,

Yükseltirken babamızla duvarlarını evinin:

Açtık ellerimizi; kabul et dedik bizden!

Uzak tutma bizi ve kuşağımızı kulluktan!

Göster bize kulluk yapma yöntemini,

Kabul et, ne olursun, pişmanlığımızı!"