Lütfen başkasının penceresine taş atmayalım

14 Mayıs sandığı yaklaşırken siyasette garip şeyler oluyor. Eminim hepimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözlerini hatırlıyoruzdur: "Kimler kimlerle beraber" Gerçekten de kimler kimlerle beraber Yaklaşık bir buçuk yıldır siyasetin en önemli gündem maddesi güçlü bir iktidar alternatifi olarak ortaya çıkan 6'lı masaydı.Devlete, siyasete, medyaya ve kısacası memleketteki her şeye hakim olan Cumhur İttifakı, son derece buyurgan bir eda ile 6'lı masayı küçümsüyor, itibarsızlaştırmak için en kötücül siyaset dilini kullanıyor, hatta hiçbir ahlaki norm tanımadan muhalefeti terörle iltisaklı göstermekten bile çekinmiyordu. İktidarın, muhalefeti itibarsızlaştırmak için en çok kullandığı "Bunlar yerli ve milli değil, 6'lı masanın altında yedinci ayak var, zaten bunları Amerika kurdurdu, dış güçlerin içerideki uzantıları, etki ajanları" benzeri ifadeler oldu.Siyasi aklın iflas ettiği böyle bir tablo karşısında hiç öyle derin analizlere filan gerek yok, Cumhur İttifakı aktörlerinin son beş yılda muhalefete yönelik demeçlerindeki, açıklamalarındaki zehirli dilin bir dökümü yapılsa, eminim ortalama bir zekaya ve biraz da vicdan sahibi olan herkesi endişelendirecek bir durumla karşı karşıya olduğumuz rahatlıkla görülecektir.Ancak şimdi devran döndü ve Cumhur İttifakı bugüne kadar "Bu altı benzemez birlikte yöneteceklermiş ülkeyi, buradan çıksa çıksa ancak kaos çıkar" diyerek küçümsemeye çalıştıkları Altılı Masa modelini oluşturabilmek için şu günlerde fazladan mesai yaparak aradaki mesafeyi kapatmaya çalışıyorlar sankiAma biraz geç kaldılar, ayrıca da küçüksedikleri modele muhtaç hale gelmeleri toplum nezdindeki güvenilirlikleri oldukça zedelemiş bulunuyor.Şimdi, siyasi aklın devre dışı kaldığı bu küçük hesapların fotoğrafına daha yakından baktığımızda gördüğümüz gerçek şu; AK Parti iktidarı sandık anlamında bugüne kadar hiç yaşamadığı siyasi bir çaresizlik yaşıyor. Ve doğal olarak ayak üstü yolda buldukları herkesi Cumhur İttifakı'na katmaya çalışmaları çok da fazla bir fayda üretmeyecek gibi görünüyor.Bu 'yolda bulma' stratejisinin ürettiği en zayıf halka ise HÜDAPAR Bir partiyi bugün, geçmişte yaşananlarla yargılamak elbette hakkaniyetli değil, ama geçmişi de tümden yok sayamayız. Katılırız ya da katılmayız ama HÜDAPAR bugün, geçmişte mezar evler vahşetiyle anılan Hizbullah'ın uzantısı olarak değerlendiriliyor. Nitekim HÜDA Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, TVNET'te yayınlanan Sert Sorular programında partilerinin Hizbullah ile anılmasına ilişkin soruya şöyle cevap veriyor: "Türkiye Cumhuriyeti'ne göre Hizbullah bir terör örgütü olabilir ama bana göre bir terör örgütü değil."Şimdi neden bunları konuşuyoruz, zira iktidar adı Hizbullah'la birlikte anılan bu partiden destek istiyor ve buna şiddetle ihtiyacı var.Galiba hatırlatmak gerekiyor, camdan evin varsa başkasının camına taş atmayacaksın. Ne yazık ki iktidar