Kıblesi cüzdanına ayarlı dindarların davası olur mu

AK Parti'nin 20 yıllık iktidar sürecinde pozitif ve negatif anlamda farklı uygulamaları, icraatları oldu.Özellikle 2011'e kadar gerek ekonomik, gerekse özgürlükler konusunda geniş toplum kesimlerinin memnuniyetle karşıladığı pozitif adımlar attılar ve sandıkta da bunun karşılığını aldılar.Ancak bugün geldiğimiz noktada AK Parti, toplumla sağladığı mutabakatını bozduğu için artık başka bir mahalleye taşındı ve doğal olarak kendisine yıllardır destek veren kitlenin önemli bir bölümüyle gönül bağlarını kaybetti.Ama hala azımsanmayacak bir kesim AK Partinin ulusalcılar, aşırı milliyetçiler, yolda bulup sürüye dahil ettiği kıblesini cüzdanına göre ayarlayan kesimler ve şimdilerde biraz da Hizbullah rüzgarı katarak oluşturmaya çalıştığı yeni mahalleye pek inanmak istemiyorlar.İşte AK Parti'nin bu yeni mahallesini görmek istemeyenlerin şu günlerdeki en gözde söylemi "Bizim bir davamız var"Kuşkusuz bu 'dava' söylemini güncel hale getiren en güçlü motivasyon 14 Mayıs seçimleri Zira iktidar için dini argümanlar üzerine bina edilmiş 'dava' motifli "aman kazanımlarımızı kaybetmeyelim" benzeri söylemler, seçimin kazanılması açısından hayati bir önem taşıyor.Bu yüzden de kutsal kavramlar iktidar için çok ama çok önemli. Öyle ya, insanların dini hassasiyetleri, davaları, ezan ve bayrak gibi kavramlar, seçim kazanma tahkimatında kullanılmayacak da ne zaman kullanılacak kiİktidar için tarihi bir önem taşıyan bu seçimde, özellikle AK Parti'nin arka bahçesinde yer alan gazeteciler, yazarlar, cemaatler, tarikatlar ve de siyasi fetva üreten hocalar şu günlerde harıl harıl seçim kazanma formülleri üretiyorlar.Peki bazı dindar kesimlerin önemsediği ve de siyasi alanda bu kullanışlı olan 'dava' meselesi nedirSon yıllarda, neredeyse her seçim öncesinde AK Parti için uygun fetvalar üreten Hayrettin Karaman Hoca geçtiğimiz Pazar günü Yeni Şafak'taki köşesinde 'dava'nın ne olduğunu şöyle anlatıyor: "Altmışlı yıllardan beri kendimizi adadığımız davamız şudur:İslâm doğru anlaşılsın; usulüne uygun içtihada, yoruma açık konularda bir şahıs veya grup, kendine ait olanı tek doğru kabul edip başkalarına dayatmasın, başkalarını dışlamasın." Bu sözlere elbette bir itirazımız yok. Ancak aynı yazıda Hayrettin Hoca, kimlerin seçimi kazanması gerektiğini belirtirken şunları söylemeyi de ihmal etmiyor: "Ortalık toz duman; bir yanda kaleye sızmak için her oyuna başvuran, her aracı meşru gören, hainler ve düşman unsurlar var, öte yanda iyi insanları karalama, iftira, olumsuz algı oluşturma faaliyetleri var."Peki kim bu hainler, düşman unsurlarMuhtemelen AK Parti dışında seçim kazanmaya çalışan siyasi partiler 'düşman' safında yer alıyorlar.Öyle anlaşılıyor ki dindar mahallenin belli sakinleri AK Parti'nin seçim kazanmasını dini bir vecibe ve 'dava' meselesi olarak görüyorlar. Nitekim Yeniden