Kürtleri yakanlar

Psikolojik sorunları olduğu iddia edilen bir Fransız ırkçısının Paris'te Ahmet Kaya Kültür Merkezi'ne yaptığı saldırı sonrasında PKK bayraklarıyla sokağa dökülenlerin vandalizmle buluşan tavırları dikkat çekicidir.Kürtlerin PKK üzerinden bir kez daha kriminalize edilmeleri gözden kaçırılmaması gereken bir olgudur.Bir yanda Kürt denildiğinde akla sadece ve yalnızca PKK'nın gelmesi istenirken, öbür yanda da PKK üzerinden çözümü sadece şiddette gören bir Kürt algısının oluşturulması istenmektedir.Paris saldırısının, Kürtler üzerinden oyun kuran veya Kürtleri kurdukları oyunların birer figüranı kılmak isteyen malum güçlerin istihbarat operasyonlarından biri olduğunu söylemek için kâhin olmaya gerek yok.Olay olur olmaz malum örgütün suçu hemen Erdoğan Türkiye'sinin üstüne atması, daha doğrusu Erdoğan'ı hedef tahtasına oturtması, Kürtler üzerinden kurgulanan senaryoda Kürtleri Erdoğan'la düşmanlaştırma amacının başat bir konumda olduğu anlaşılıyor.Belli ki o örgüte biçilen rol bu.Türkiye'de kadim ret-inkâr ve asimilasyon politikalarını sonlandırarak "Kürt sorunu"nu çözen Erdoğan'ın karşısına Kürtleri çıkartmak, aslında Erdoğan'ın yanında olması gereken Kürtleri Erdoğan'ın düşmanı kılmak, o örgütün en vazgeçilmez hedefi haline gelmiş durumda.Örgütün Kürtlük ekseninde öfkeyle ve şiddetle harmanlaşmış sözde milliyetçi bir bilinci dalga dalga yükseltip Erdoğan düşmanlığına tahvil etme senaryosu için, Paris saldırısı bulunmaz bir koz.Demokratik ve barışçıl tepkiler yerine şiddetin ön plana alındığı gösterilerin sahnelenmesi, kuşkusuz orta yerde bir örgüt talimatı olduğunu gösteriyor. Malum örgüt bu şiddet gösterileriyle yeni bir pazarlık kozunu da kendince masaya sürmüş bulunuyor.Türkiye'nin Suriye'deki varlığına yönelik kapsamlı hava operasyonlarında kendilerini yalnız bırakan Avrupa'ya "Gerekirse sizi yakarız!" mesajı veren örgütün, son kertede bu eylemlerden kazançlı çıkma hesabı yaptığı da sır değil.Kendi adıma, başta Fransa olmak üzere diğer Avrupa devletlerinin besledikleri bu örgütün terör eylemlerinden rahatsızlık duyup politika değişikliğine gidecekleri kanaatinde değilim. Macron'un, "Fransa Kürtleri" tabirini herkes önemle not etmelidir.PKK üzerinden Kürtleri Erdoğan'la düşmanlaştırmak ve Avrupa'yı da Suriye'deki PKK yanlısı politikalarında yanında tutmak isteyen ABD derin aklının bu oyundaki dahli görülmezse, Kandil'in talimatıyla Avrupa'nın ateşe verilmesi sürecini doğru okumak da mümkün olmaz.Türkiye Meclisi'nde bulunan HDP'nin Türk kökenli eski eş genel başkanlarından Sezai Temelli'nin attığı "Paris yanıyor, yansın Paris" tiviti, Kürtlerin öfkesine oynayanların nasıl kendileri için kanlı bir iktidar geleceği planladıklarının da apaçık göstergesi.Kendileri oturdukları yerden emir verecekler, Kürtler de sokağa dökülüp yakıp yıkacaklar, sonra derin mağduriyetler yaşayacaklar, ama sonuçta o oyundan kendileri kârlı çıkacakKürtleri sadece mağdur eden ve Kürtlerin mağduriyetlerinden yalnızca nemalanma yoluna giden bu zihniyet sahipleri, Erdoğan'la kendi ideolojik hesaplaşmalarını ne yazık ki Kürtleri kullanarak yapmaktadırlar. Dahası, Erdoğan'ı kendi çıkarları için tehdit olarak görüp tasfiye etmek isteyen küresel ve bölgesel devletlerin oyun planlarında Kürtleri aparat olarak kullanmak istemektedirler.Kürtlerin daha özgür ve müreffeh yaşamaları onların hiç mi hiç umurlarında değil.Kürtlerin kanı ve gözyaşı üzerinden sadece kendileri için bir iktidar amaçlıyorlar.Kürtler kendi üzerlerinden kurgulanan böyle bir oyunun figüranları olmayacaklarını gösterdikleri gün, kendi gövdeleri üzerine oturtulmak istenen bu başların da kendi başları olmadıklarını anladıkları gün, işte o gün, bu oyun bozulacaktır.O gün, pek uzak değil.Demokrasi ve Birlik Derneği (DEMBİR-DER) olarak ülke sathında başlattığımız TÜRKİYE YÜZYILINDA KÜRTLER konulu panel ve söyleşilerle tam da bu gerçekliği göstermeye çalışıyoruz.Kürtler üzerinden kurulmak istenen oyunu da, Kürtlere kurulan tuzağı da biz Kürtler görüyoruz.Paris'te