Davutoğlu'nun Bahçeli düşmanlığı nereden geliyor

Yeni Şafak MEHMET METİNER - Davutoğlu'nun Bahçeli düşmanlığı nereden geliyorAhmet Davutoğlu'nun Erdoğan düşmanlığının sebebi belli. Ama merak ediyorum, Bahçeli düşmanlığı nereden geliyorGeçmişte kendisini eleştirdiği için dersem inandırıcı olmaz. Zira kendisini çok daha ağır sözlerle yerden yere çalan Kılıçdaroğlu ile can ciğer bugün.Zihniyetinden dolayı dersem o da pek inandırıcı olmaz. Çünkü Kılıçdaroğlu CHP'sinin zihniyeti bildiğimiz kadarıyla tamamen ters kendisine. En azından biz yıllar yılıdır öyle biliyoruz. Yanlış biliyorsak şayet, bu konuda bizi aydınlatırlarsa seviniriz. Dolayısıyla biz de Davutoğlu'nun gerçekte CHP zihniyetine karşı olup olmadığını öğrenmiş oluruz bu vesileyle.Bahçeli'nin 15 Temmuz'dan itibaren Erdoğan'la geliştirdiği şartsız-çıkarsız ilişki, bir başka deyişle Erdoğan'a sunduğu yürekten destek, Davutoğlu'nu rahatsız etmiş olabilir miYoksa HDP'nin Kürtlerine Kürtlük hassasiyeti üzerinden göz kırpmak için mi bu düşmanlık gösterisiBence her ikisi.Davutoğlu'nun düşmanlığı bildiğim kadarıyla Bahçeli'nin umurunda değil.Ama düşmanlığın da bir edebi ve âdâbı olmalı değil miBAHÇELİ KÜRT DÜŞMANI BİR IRKÇI MIEvvela şunu belirteyim: Bahçeli'nin millet-milliyetçilik anlayışının kapsayıcı kültürel temelde olduğu, yani etnik milliyetçiliği (ırkçılığı) kesinkes dışlayıcı olduğu bilinen bir gerçeklik. Bir akademisyen olarak Davutoğlu'nun bunu bilmemesi mümkün değil. Ziya Gökalp'in millet-milliyetçilik anlayışını esas alan etnikçiliğiırkçılığı dışlayan bu anlayışı, başka türlü göstermek çok büyük bir haksızlık ve çarpıtma.Bahçeli'nin "Kürt düşmanı" olduğu algısını oluşturmaya dönük her söz ve davranış da büyük bir bühtan.Davutoğlu'nun "Kürtlük hassasiyeti" nereden geliyor bilmem. Böyle bir hassasiyete zihnen sahip olduğu kanaatinde hiç değilim. Böyle bir hassasiyetin sahibi olsaydı, Türkiye'nin en netameli dönemlerinde kendisine Harp Akademisi'nde ders verdirilir miydi Ama siyaset gereği bunu yapabileceğine elbette ihmal veririm. Hele oy ihtiyacı duyduğu şimdilerde bunu fazlasıyla yapmaktan kaçınmayacağına da yürekten inanırım.Şayet Kürtlük hassasiyeti belirleyici olmuş olsaydı o vakit herkesten evvel Kılıçdaroğlu'nun partisine karşı çıkması gerekmez miydiKürt halkının varlığını inkâr eden, Kürt kimliğini, dilini ve kültürünü yasaklayan parti CHP. Asimilasyon ve baskı süreçlerinin mimarı CHP. Yani ret, inkâr ve asimilasyon politikalarının doğal sonucu olan "Kürt sorunu"nun müsebbibi CHP.Sadece Davutoğlu'nun değil, güya Kürtlük davası güttüğünü iddia eden HDP'nin de Bahçeli düşmanlığında ortaklaşıp CHP ile ittifak noktasında buluşması, bu düşmanlığın Kürtlük hassasiyetiyle zerre kadar alakalı olmadığının delilidir.Dahası Davutoğlu ile HDP'nin yanı sıra masadaki diğer partilerin de Erdoğan düşmanlığı ekseninde buluşmaları, arka planda başka bir hesaplaşma olduğunun göstergesidir.15 Temmuz'da deviremedikleri Erdoğan'ı ne yapıp edip sandıkta devireceğini ilan eden o üst aklın bu amaçla oluşturduğu masada oturanların, elbette Erdoğan'ın yanında samimiyetle saf bağlayan Bahçeli'ye düşmanlık etmeleri anlaşılabilir bir şeydir.HIRS, AKILDAN BÜYÜK OLURSA, AKIBET HAYROLMAZDavutoğlu'nun belli ki hırsı, aklından da pek büyük.Siyasal büyüklüğüne de laf kondurtmayan Davutoğlu'nun o kurdurulan masanın devrilmesi ihtimali karşısında ekranda gösterdiği telaş ve korku, doğrusu pek bir manidardı.Siyasi geleceğini masa düzenine bağlayan biri, o masa olmadığında siyaseten bir hiç olduğunu da göstermiş olmaz mıHırsı, aklından büyük olanın akıbeti hayrolmaz.Söyleyecek sözü olan, başkasını tahkir ve tezyife yönelmez.Davutoğlu'nun