İsrail'in Gazze'ye yönelik acımasız ve barbarca saldırıları devam ederken, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi gerçekleşti.
İslam ve Arap ülkelerinin ortak zirvede buluşması aynı inanç ve ortak değerlere sahip oluşundandır.
Ayrıca, Kudüs şehri, Müslümanların ilk kıblesi, Kıble Mescidi'ni (Mescid-i Aksa) içinde barındırması ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in "İsra ve Mirac" hadisesinin yaşandığı yer olması bakımından oldukça öneme sahip, kutsal bir şehirdir.
İşte bunun içindir ki, 'Filistin meselesi' hem Arapları, hem de tüm Müslümanları ilgilendiriyor.
Bu gerçeklerden hareketle İslam ve Arap ülkeleri ortak zirvesi gerçekleştirilmiş oldu.
Şimdi gelelim asıl konumuza:
Hiç şüphesiz akla gelen ilk soru şuydu:
Bu koşullar altında Gazze'de meydana gelen insani felaketi hızlı bir şekilde sona erdirmek adına neler yapılabilir
Ve bu zirveden beklenen şuydu:
Bu soruya cevap aranacak ve alınacak kararlarla hızlı bir şekilde somut adımlar atılmak üzere harekete geçilecek.
Çünkü artık sözün bittiği yere gelindi ve tabiri caizse bıçak kemiğe dayandı.
Ancak, zirvede caydırıcı bir eylem kararı yerine yaşananlar hatırlatılarak yardımların ulaştırılması konusundaki öneriler sıralanmış oldu.
Tarihten bu güne Filistin'de devam eden ABD ve İngiltere destekli 'Siyonist İsrail mezalimi' ile günümüzde Gazze'de yaşanan insanlık faciasının hatırlatıldığı Ortak Zirvesinde tavsiyeler, öneriler, çağrılar ve göstermelik kınamaların ötesine maalesef geçilemedi.
Kaldı ki, Arap yöneticiler, halkın öfkesini dindirme ve kamuoyunun gazını almaya dönük olarak, kınama, çağrılarda bulunmaya ayrıca, yardımların ulaştırılması ve ateşkes için girişimlerde bulunmaya mecburlar.
Zirvede Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden, İsrail'in işlediği savaş suçlarına ilişkin soruşturmayı tamamlamasının talep edilmesi, ayrıca liderlerin acil ateşkes çağrıları ve İsrail'in insanlık dışı katliamları kınanması gibi öneriler elbette önemli girişimlerdir, ancak, bunlar İsrail vahşetini durdurmaya yetmiyor.
Nitekim ortak zirveden caydırıcı nitelikte bir ortak eylem kararı çıkamaması İsrail'in saldırılarını artırmasına sebep oldu.
Ancak şu bir gerçek:
Tavsiye niteliğindeki söylemler ve öneriler, caydırıcı ortak bir eyleme dönüşmedikçe bu vahşet bitmeyecek!
Başkan Erdoğan'ın Batılı ülkelere sert tepki göstererek, "Zulüm karşısında susanlar da en az zalimler kadar akan kana ortaktır" şeklindeki açıklamasınınBatıdarahatsızlık yarattığı bir gerçektir.
Zira dünya başkentlerinde zirveden çok Başkan Erdoğan ile diğer bazı liderlerin açıklamaları ile vermek istedikleri mesajlar tartışılıyor.
Ancak zirvede