Misyon şimdi mi akla geldi

Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay için verdiği "hak ihlali" kararına, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin uymaması ve hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, hukukçuları bölerken, yapılan farklı yorumlar da hukukun geldiği noktayı gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çekişmeden önce Suudi Arabistan dönüşünde uçakta gazetecilere "Yargıtay üyeleri sadece hukukçulardan oluşuyor. Ama Anayasa Mahkemesi üyelerinin içinde hukukçular olduğu gibi bunların yanında valiler, iktisatçılar, sosyologlar vardır. Misyon noktasında ağırlık Yargıtay'dadır" diyerek tavrını Yargıtay'dan yana gösterdi. Ardından Saray'da yapılan bir toplantıda 'Bu tartışmada taraf değil hakem konumundayız" deme noktasına geldi.

Şu anda Anaya Mahkemesi'nin 7 üyesini Erdoğan atadı. Üç üyesi de Mecliste AKP'nin çoğunluğu ile seçildi. Diğer 5 üyede AKP döneminde atandı. Şu anda Erdoğan atadığı kişilerle çatışıyor görüntüsü var.

Üyeler arasında Cumhurbaşkanı başdanışmanı, eski milletvekili, bakan yardımcısı olan isimlerin olduğu bazı üyeleri bizzat Erdoğan atadı.

İnsanların aklına şu soru geliyor: "Peki o zaman misyon noktası neden gözetilmedi" sorusunun muhatabı bunun cevabını şu ana kadar da vermiş değil...

AYM MHP'li vekil hakkındaki kararı

Anayasa Mahkemesi'nin kapatılmasına varacak kadar ağır eleştiriler yönelten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son grup toplantısında işi, AYM Başkanı Zühtü Arslan'a "Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil'e git"e kadar götürdü.

Bahçeli'nin kızgınlığı Mahkemenin bazı HDP'li vekiller ile ilgili verdiği kararlardan kaynaklanıyor. Bunu isim isim de grup toplantısında açıkladı.

Hukukçular, Bahçeli'ye 2010 yılında Balyoz davasında tutuklanan Engin Alan'ın 2011 yılında MHP'den milletvekili seçildiğini AYM'nin hak ihlali kararı verdikten sonra tahliye edilip TBMM'de yemin ettiğini hatırlatıyor. Bahçeli o tarihte "İyi ki AYM var" demişti.

"Hakem benim! Yargı olumlu karar verirse 'adalet yerini buldu'; olumsuz karar verirse 'kapatılsın...' Doğru olan bu değil.

Bireysel başvuru hakkından rahatsız olmak

Yargıtay 3. Dairesinin aldığı karar sonrası Yargıtay'dan yapılan açıklamada, "Temel hak ve özgürlüklerin korunması, yalnızca Anayasa Mahkemesinin değil, tüm yargı organlarının görevidir. Türk yargı sisteminin gerçekten mevcut olan yapısal sorunlarının çözümü için elverişli bir araç olması ümit edilen bireysel başvurunun, mecrasından çıkması, yargı sistemini zayıflatan sistemsel bir sorun haline gelmiştir" ifadesinin kullanılması, 23 Eylül 2012'de yürürlüğe giren Bireysel Başvuru hakkını gündeme getirdi.