''Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünüüüü!..''

Türkiye'nin sürüklendiği şu keskin ayrışmanın vahim manzarasına bakar mısınız... Seçim sürecinde herkes ağzındaki baklayı çıkartırken, "bu gidişat nereye" sorusu da seçimin sonucu kadar dikkat çekiyor... Evet; 14 Mayıs seçimi cumhuriyetin 100. yılı açısından oldukça yaşamsal ama, bu işi kendi gelecekleri için adeta ölüm kalım savaşına çevirenlerin gaflet dolu açıklamaları da kamuoyunu sarsmaya devam ediyor... Ülkenin büyük bölümü seçimle birlikte yeni bir dönemece gelinmesi, memleketin sosyo ekonomik açıdan düzlüğe çıkması ve huzurlu bir ülke olması için beklentiye girerken, siyasetin verdiği tavizler de cumhuriyete, ülkeye, millete ne kadar düşman varsa, hepsinin pusuda beklemesine yol açıyor... Hiç kuşkusuz 14 Mayıs seçimi laik cumhuriyetin geleceği için ne kadar yaşamsal ise; karanlık gidişat cumhuriyetin yıkılması için pusuda bekleyenlere karşı teyakkuzda olunmasını da bir o kadar yaşamsal hale getiriyor... İşte, AKP'nin HÜDA PAR'la anlaşması gericilik-bölücülük üzerindeki tartışmaları bir kez daha keskin bir çıkışa getirdi... Muhalifler, iktidarı bir terör örgütünün uzantısıyla iş birliği yapmakla suçlarken, AKP cephesi esi HDP ile gizli ittifak olduğunu öne sürerek, CHP ve ortaklarını hedef almaya devam ediyor... İşte bu sırada; iki cephe de, terör örgütü uzantılarına ilişkin siyasilerin ve yandaşlarının yaptığı açıklamaları ortaya sermekten kaçınmıyor... AKP; 8 yıl önceki "açılım" çabalarından Habur tiyatrosuna, Oslo görüşmelerinden Öcalan'ın TRT'ye çıkarılmasına kadar bir dizi eylem üzerinden hedef alınırken, CHP ise Kılıçdaroğlu ve danışmanlarının gündeme getirdiği "yerel yönetim özerklik şartı" ve kayyum uygulaması gibi vaatler nedeniyle taarruza uğruyor... Bu sırada; CHP Genel Merkezi'nde, Barzani'nin kanalı röportaj yapıyor diye Türk Bayrağı'nın kaldırılmasına sessiz kalan Tuncay Özkan gibilerin Selahattin Demirtaş'ı bir kahraman gibi gösteren açıklamaları sosyal medyada ısrarla paylaşılırken, Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Ünal Çeviköz'ün "Kavala'yı da, Demirtaş'ı da serbest bırakacağız" şeklindeki açıklamaları hem CHP, hem de Millet İttifakı tabanını şaşırtıyor... PKK, NEVRUZ, DEMİRTAŞ HAYRANLIĞI!.. İYİ Parti'nin oldum olası karşı çıktığı, Meral Akşener'in ise "masaya bile gelemez" diye kararlı biçimde set çektiği HDP, siyasetin alevlenmesinin tam ortasında nereyle ittifak yapacağım diye adeta satranç oynarken, toplumun tepkisini çeken olaylar ve açıklamalar ise bitmiyor... PKK yöneticileri Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Murat Karayılan'ın 14 Mayıs seçimlerini adeta bir kurtuluş (!) umudu olarak gördüklerini anlatan videoları sosyal medyadan yüz binlerce kez paylaşılırken, toplumun bir kesimindeki kaygı da büyüyor... Bu arada; hem PKK'nın, hem de FETÖ'cülerin özellikle Muharrem İnce'yi hedef alan açıklamalarına HDP sempatizanı gazeteci ve televizyoncuların destek vermesi ve iğrenç yöntemlerle bir iftira kampanyası başlatılması, bölücü-gerici çevrelerdeki paniğin tek örneği değil... İşte Nevruzu bahane edenlerin İstanbul ve İzmir'de, PKK ve Öcalan posterleri açması, terör örgütü lehine sloganlar atması ülke bütünlüğüne duyarlı çevreleri iyice ürkütürken, muhalif geçinen hücrelerdeki gaflet de büyük şaşkınlık yaratıyor... Örneğin; bir PKK sempatizanının, Halk TV'de, devletin Diyarbakır'daki hendek operasyonuna karşı çıkan konuşması ve kamuoyuna Atatürkçü diye pazarlanan zavallıların da buna sessiz kalması yetmezmiş gibi, aynı kanalın yöneticilerinden birinin deprem bölgesinden yayın