Operasyon aslında kimi vurdu..

Suriye sınırından Türkiye topraklarına uzanan tehdit düşünüldüğünden çok daha derin boyutlara sahip... PKK artık Kuzey Irak'ta barınamıyor... Örgüt 30 yılı aşkın süredir ana karargah olarak kullandığı Kandil Dağı'nda da rahat değil... İstihbarat birimlerinin nokta operasyonlarıyla tepe noktasındaki onlarca üst düzey yöneticisini kaybeden örgüt, Kandil Dağı ve çevresindeki üslerini, mağaralarını ve barınma alanlarının çok büyük bölümünü de kaybetti... Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin baskılarını yoğunlaştırmasının ardından İran'da da barınamayan PKK'nın ana üssü artık Suriye'de... Yani 1980'den itibaren Bekaa Vadisi'ndeki üslenme alanına geri döndü PKK... Suriye'deki iç savaş kışkırtıcılığı nedeniyle sınırlarda hâkimiyetini kaybeden Şam yönetimi bir yandan IŞİD'le mücadele ederken, bölgede yayılan PKK'ya karşı etkili olamayınca, örgüt 650 kilometre uzunluğundaki sınırın neredeyse üçte ikisini "özerk alan" adı altında kontrol altında tutuyor... PKK sadece devasa bir alanı yerel yönetimlerle elinde tutmuyor, diğer yandan hem İran'da, hem de Kuzey Irak'ta barınamayan birimlerini de sınıra yakın kamplarda Türkiye'ye karşı bir tehdit olarak büyütmeye devam ediyor... Artık sınırda sadece belediyeleri, özel milis birlikleri değil, sığınakları, tünelleri ve eğitim alanları da var PKK'nın... Ancak son 4 yıldır yurt içindeki çeşitli alanların yanı sıra, Kuzey Irak'ta da sürdürülen Pençe-Çekiç Operasyonları bir yandan sınırda hâkimiyet kurmaya çalışan PKK'yı durdurmayı hedefliyor, diğer taraftan da istihbarat birimlerinin nokta operasyonlarıyla örgütün üst yapısını dağıtmayı amaçlıyor... Devletin daha önce Suriye'ye yaptığı 4 sınır ötesi operasyon, bir yandan ağırlıklı olarak IŞİD, diğer yandan PKK unsurlarına büyük darbe vurmasına rağmen, örgütün eylemsellik açısından içine düştüğü sessizliğin başka nedenleri de var... PKK son 4 yıldır yoğunlaştırılan operasyonlar nedeniyle bir yandan güvenlik güçleri ile çatışmaktan kaçınıyor, diğer taraftan, daha önce sıklıkla yaptığı yollara patlayıcı yerleştirilmesi ya da karakollarla, güvenlik birimlerine saldırılardan uzak duruyor... Çünkü örgüt aralıksız operasyonlar nedeniyle büyük erozyon yaşıyor, sürekli militan ve alan kaybediyor... Peki; tüm bu yıkım sürecine rağmen, Nisan ayından bu yana sınırda teyakkuz halinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye'ye önceki gün neden hava operasyonu yapma gereği duydu.. PKK'yı ABD eğitiyor... Kadıköy'de oturup köy romanı yazan aklıevvellerin iddia ettiği gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin önceki gece Irak ve Suriye'ye yaptığı hava operasyonlarının nedeni PKK'nın Mersin'deki polis evi saldırısı ve Taksim'deki bombalı eylemi değil... Aslında bu iki eylem, hazırlığı aylardır süren sınır ötesi operasyonda son aşama düğmesine basılması konusunda sinyal vermekten öteye gitmedi... Çünkü Suriye sınırında yaşananlar, Mersin ve Taksim eylemlerinden çok daha büyük tehdit içermeye başlayınca, sınır ötesi operasyon zorunlu hale geldi... İşte hem iç basında, hem de yabancı medya organlarında bir yılı aşkın süredir yayımlanan bir gelişme var ki, PKK'nın örgütlenme açısından sınır boyunda nasıl bir devinim içinde olduğunu çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor... Terör örgütünün, Amerika'nın desteğiyle 130 bin kişilik bir ordu kurduğuna ilişkin haberler PKK'ya yıllardır destek veren çevrelerce göz ardı edilirken, askerî harekattan iki gün önce Suriye'de yaşanan bir olay var ki, sınır boyundaki pervasızlığın nasıl büyüdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi... Evet; ABD'nin sözde IŞİD'le mücadele adı altında PKK'nın bölgedeki askerî kanatlarını nasıl desteklediğini gösteren haberlerin başka çarpıcı boyutları da var... İşte o haberlerde deniliyordu ki; "ABD, PKK terör örgütünün Suriye kolu olan YPG'ye yardımlarını sürdürüyor. YPG'nin sözde seçkin birliği olarak lanse edilen Rojava Terör Timi'nin mezuniyet törenine ABD Özel Kuvvetler Komutanı Jeff Dennis katılarak Kürtçe konuşma yaptı. Dennis, Kürtçe 'günaydın yoldaşlar' dedi." Terörün içerideki ve dışarıdaki destekçileri, Amerika gibi müttefikin Türkiye'ye 40 yıldır terör estiren PKK'nın Suriye'deki uzantısını nasıl olur da desteklediğini sürekli göz ardı ederken, Washington yönetimi