Kaçakçılar, mayın, kaçaklar!!!

1950'li yıllarda Suriye sınırına mayın yerleştirilmesinin en büyük nedeni sınır ihlallerinin yanı sıra, bölgede artan kaçakçılık faaliyetleriydi... Dönemin Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 2013 yılında yaptığı bir açıklamada, sınır boyunda 614 bin kadar mayın olduğunu söylemişti... Urfa, Mardin ve Hatay ovalarının susuzluk yüzünden ekilemediği, toprağın suya hasret kaldığı ve tarımsal kalkınmanın sağlanamadığı dönemlerde, bölgedeki on binlerce insanın geçim kaynağı Suriye'den yapılan kaçakçılıktı... Suriye'ye hayvan götürerek oradan çay, kahve, kumaş, kıyafet getiren kaçakçıları büyük felaketlere sürüklemişti mayın cehennemi!.. Çünkü 1980'lere kadar bölgede yüzlerce kaçakçı patlayan mayınlar yüzünden ya ölmüş ya da bir çoğu kolları- bacakları koparak sakat kalmıştı... Ve sonunda çok tuhaf bir proje gündeme geldi sınırlarımızda... Devlet, GAP kapsamında milyonlarca dekar verimli araziyi suya kavuşturmak için 40 milyar dolardan fazla para harcayarak Fırat'ın suyunu Harran ve çevresine taşırken, sanki bölgede tarım alanı sıkıntısı varmış gibi, aniden "mayınlı arazilerin tarıma kazandırılması projesi" adı altında bir senaryo uygulamaya konuldu... Dünyanın birçok ülkesinde kaçaklar, göçmenler, sığınmacı kaosu uyuşturucu ve terör geçişine karşı duvarlar örülürken, Türkiye Cumhuriyeti'nin salt kaçakçılar geçmesin diye bölgeye yerleştirdiği on binlerce mayının temizlemesi gündeme gelince kafalar iyice karışmıştı... Çünkü yanı başında Harran, Ceylanpınar, Mardin ovaları gibi milyonlarca dekar verimli arazi varken, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Suriye sınırında mayın yerleştirilmiş topraklara ihtiyacı varmış gibi göstermek derin kuşkular içeriyordu!.. MAYIN KALKTI, BOMBA GİRDİ!.. 1990'lardan itibaren gündeme gelen sınır mayınlarının temizlenmesi ve bölgenin tarıma açılması stratejisinin perde gerisindeki kışkırtmalar hep emperyalizm kökenliydi... Devlet ya önceleri farkına varamadı ya da "BOP" görevi nedeniyle, bölgenin yeniden şekillenmesi ve yeni devletler kurulması stratejisine isteyerek ya da istemeyerek katkı sağlamış oldu... Daha önce de vurguladığımız gibi; Irak, Libya ve Suriye'de kukla devletçilikler oluşturulması için bölgenin demografik yapısı ile oynanması gerekiyordu... İşte bunun için IŞİD, El Kaide ve benzeri terör örgütleri bir yandan Alevi-Sünni çatışması, bir yandan Kürt-Arap kargaşası yaratarak bölgenin insansızlaştırılması projesine hizmet ettiler... ABD ve müttefikleri bu proje uğruna bölgeyi bombalarken, dinci teröristler Suriye'de katliamlar yaparak, milyonlarca insanın bölgeden kaçmasına yol açtılar... İşte o insanların adeta sınırı rahatça geçmesi için mayınların çoktan temizlenmiş olması, yani yolların da açılması gerekiyordu... Evet; Suriye'den kaçanların yolları açıktı artık... Çünkü milyonlarca insan 2011'de kışkırtılan iç savaşı bahane ederek, ellerinde çantalarla Türkiye içerisine girdiler... Yani, ekmek parası uğruna kaçakçılık yapmaya çalışanları durdurmak için yerleştirilen mayınları kaldıran devlet, sığınmacılar arasından El Kaide, IŞİD ve PKK'lı teröristlerin geçişini engelleyemedi... Ve ne yazık ki mayınların (çok önceden sessizce) kaldırıldığı bölgeden, ya da kontrolsüz sınır kapılarından Türkiye içerisine teröristlerle birlikte binlerce silah ve tonlarca patlayıcı da sokuldu... Genelkurmay ve İçişleri Bakanlığı'nın, son yıllarda ele geçirilen (patlayıcılar ve yakalanan teröristlerle) ilgili yüzlerce açıklaması