Mehmet Faraç

Yeniçağ

Savrulmanın dayanılmaz gafleti!..

Dünya sosyal-siyasal-ekonomik açıdan, ya da bilişim çağının hız kesmeyen gelişimi bakımından ne kadar ileriye giderse gitsin, Türkiye'nin kangrenleşmiş sorunları hiç değişmiyor...Belki de son 40 yıldır hangi iktidar gelirse gelsin, işte o kangrenleşmiş sorunlara her gün yenileri eklenirken, çözüm vaatleri yerine getirilemiyor ve memleket sosyal-siy

Domates festivalinden utanın be!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, neredeyse tüm konuşmalarında dikkat çektiği "2023", yani cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yıldönümü kutlamaları için üç yıl önce bir genelge yayımlamıştı..."Milletin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde Kurtuluş Savaşı mücadelesinde her türlü yokluk ve imkansızlığa rağmen bir bağımsızlık destanı y

"Paravan", sızıntı ve şok eylem!!!

23 Ağustos'taki "Sızıntı, operasyon, ordulaşma" başlıklı yazımız şöyle bitmişti:"Türkiye'ye kaçan bir PKK yöneticisinin Urfa'da 9 yıldır sığınmacı adı altında yaşadığı ortaya çıktığına göre, örgütün 'sızma' çabalarının ne kadar sinsice yürütüldüğü de anlaşılıyor..."7 Eylül tarihli, "Suriye sınırında kanlı kışkırtma" başlıklı yazıda ise şöyle demişt

Terörist kıskaçta, eşkıya şehirde!..

Kabadayılık dünyasında racon kesen o gizemli sistem de çoktan tarihe karıştı...Ellerinde kehribar tespihler, yüzlerinde kaderin derin çizgileriyle ve de oturuşları kalkışlarıyla, duruşlarıyla, ahkâm kesişleriyle, (bazen efsane de olan) "baba"lar devrini de alıp götürdü karanlıklaşan sistem...Kabadayılık önce mafyalaştı, sonra yeraltı dünyasıyla bir

Adana, festivaller ve seçim...

ADANA- Geçen yıl tam da bu günlerde "Altın Koza Film Festivali"ni izlerken, "Göçün erozyon yarattığı kentlerin kaderi hiç değişmiyor" diye yazmıştık...Ve demiştik ki, "Batı'ya göçün yoğunlaştığı dönemlerde bir tarafı deniz, bir tarafı Toroslar ve bir tarafı da uçsuz bucaksız ova olan Adana da, işte bu erozyondan payını alan kentlerin başında geliyo

ABD'den Erdoğan'a "paravan" yanıtı mı..

Başlarında siyah kar maskeleri, üzerlerinde siyah kıyafetler, ayaklarında Avrupalı ve Amerikalı askerlerin de giydiği askeri botlar...Ortaya ilk çıktıklarında yüzleri hiç görünmüyordu...Irak'ın dörtte üçünü ele geçirdiklerinde çoğu yüzünü açmış, çember sakalları ve ürkütücü görüntüleriyle korku saçmaya devam etmişlerdi...Körfez Savaşı'ndan sonra Am

Dikkat!!! Asıl hedef laik rejim!..

Adına "İslami Hareket" denilen dinci terör örgütü, Uğur Mumcu'dan Muammer Aksoy'a, Ahmet Taner Kışlalı'dan Turan Dursun'a kadar aydınlara suikastlar düzenlerken, asıl hedef laik kesimi ürkütmekti...Binlerce insan, katledilen Atatürkçü yazarların cenazesinde gövde gösterisi yapsa da, ucu dışarıda olan terör durmamış ve ardı ardına cinayetler işlemey

Fonda Altın Koza, perdede sabun köpüğü!..

ADANA- Türk sinemasının altın çağı hiç kuşkusuz 1950 ile 1970 yılları arasındaki döneme rastlar...Yılda bazen 200 ile 300 arasında film çekilen o dönemler televizyonun etkisinin henüz yaygınlaşmadığı yıllardı...1980'e doğru gidilirken sinemada tükenişi, kıskacı ve yozlaşmayı da başlatan seks furyası sadece sektörü değil, sinema emekçilerini de vuru

Türkiye kanlı "paravan"ı dağıtacak mı..

Türkiye o derin tehdidi sonunda çok net biçimde anlamış olmalı!..Hele de bir zamanlar "Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı" olduğunu söyleyen AKP lideri Erdoğan'ın çok daha net biçimde zihnine kazınmış olmalı o tehdit!..Karanlık, sinsi bir emperyal tuzak Afrika'dan Orta Doğu'ya kadar çadır devletlerinin kukla liderlerini oynatmak, bazen onlar üze

Tükenen Yeşilçam, direnen sinema...

ADANA - Sokaklarda afişler, bilboardlar... Salonlarda toplantılar, paneller, gösteriler, atölyeler... Ve tabii ki sinemalarda filmler...Son 54 yılda 30 film festivaline sahne olan Adana bir kez daha Altın Koza'nın heyecanını yaşarken, her şeyde olduğu gibi sanat da, (geçmişle gelecek) arasındaki hüzne sıkışırken, Yeşilçam'la yeni sinemacılar arasın